Paha Biçilemeyen Nîmet

HAYATIMIZ

Her nefes paha biçilemeyen bir nimettir.

Fânî dünya hayatı, ebedî âhiret hayatı karşısında bir sabun köpüğünden farksızdır. Bu kısacık ömürde de ölümün kapımızı ne zaman çalacağı, derin bir meçhuldür.

Lokman -aleyhisselâm- buyurur:

“Ey oğlum! Dünya hayatı kısadır. Senin oradaki ömrün ise daha da kısadır. Bu kısa ömrün de az bir kısmı kalmıştır.”

Her gün, ömür takvimimizden bir yaprak daha kopuyor. Hayat ırmağımız hiç durmadan sürʼatle akıp gidiyor. Gâfil insana hiç bitmeyecekmiş gibi uzun gelen dünya hayatı, hakîkatte kısacık bir mühletten ibâret.

Nitekim Cenâb-ı Hak, bu gerçeği âyet-i kerîmede şöyle haber veriyor:

“Kıyâmet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.” (en-Nâziât, 46)

İşte fânî dünya hayatı, ebedî âhiret hayatı karşısında bir sabun köpüğünden farksızdır. Bu kısacık ömürde de ölümün kapımızı ne zaman çalacağı, derin bir meçhuldür. Hayat sanki, metrajı belli olmayan bir makara gibidir ki, nerede kopacağı veya ne zaman biteceği belirsizdir. Her doğan canlı, ölüme namzettir; her insan, ölecek yaştadır!..

Bu sebeple İmâm Gazâlî Hazretleri şöyle nasihat eder:

“Ey oğul! Şim­di düşün ki vefât ettin ve dünyaya geri gönderildin. O heyecan hâlini bir düşün! O hâl­de bu­gün, gü­nah ve mâ­sı­ye­te kat’iyyen yak­laş­ma ve sa­kın ola ki, bugü­nün bir ânı­nı bi­le bo­şa ge­çir­me! Zira her ne­fes, pa­ha bi­çi­le­me­yen bir nî­met­tir.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları