Öyle Bir Hayat Yaşa ki

HAYATIMIZ

Bu fânî gök kubbede hoş bir sadâ bırakarak ebediyete irtihâl edebilmek, her mü'minin gönül ufkunu süsleyen ulvî bir gâyedir. Bunun yolu ise, ardında hayırlı nesiller, güzel hâtıralar, faydalı eserler ve hayır duâlar bırakabilecek bir “hizmet ömrü” yaşamaktan geçer. Buna muvaffak olan sâlih mü'minler, toprak altına girdikten sonra bile mâzî olmaz, gönüllerde yaşamaya devam ederler.

Hazret-i Ali (r.a.) ne güzel buyurur:

“Sâlih ve sâdıklarla beraber ol. Onlarla ünsiyet kur (ki onların şahsiyet ve karakteri sana sirâyet etsin). Öyle kâmil bir hayat yaşa ki; insanlar hayattayken seni özlesinler, vefâtından sonra da sana hasret kalsınlar!..”

Şâir de bu hakîkati şöyle ifade eder:

Seni annen doğurup attığı gün dünyaya,

Ağlıyordun; bütün âlem gülüyordu bir yanda,

Şimdi öyle bir ömür sür ki, ölürken gülesin;

Çağlasın gözyaşı hâlinde cihân arkanda...

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 363. Sayı Mayıs 2016