Oruç ve Açlık Hakkında 10 Madde!

FIKIH

Merhum Mahmud Sâmi Razamanoğlu Hazretleri, âlimlerin "oruç ve açlık" hakkında dile getirdikleri on güzel hasleti şöyle sıralıyor.

  1. Açlıkta kalb safâsı, gönlün hakka inkıyâdı, göz keskinliği vardır. Tokluk ise aptallık ve tenbellik verir, basîreti kör eder. Dimağda buharı fazlalaştırır, bu sebeble kalbde bir ağırlık olur. Söylenen fikirlere intikal ve intibak edemez, esrârı anlayamaz.
  2. Açlıkta rikkat-i kalb olur. Kalb safası da insanı münâcâtın lezzetini idrâk etmeye hazırlar, zikrinin ve sâir ibâdetlerinin tesirini görür.
  3. Kalbde zili ü inkisâr olur, şımarıklık gider. Cenâb-ı Hak da hadîs-i kudsîde: ‘‘Ben, benim rızâm için kalbi münkesir olanlarla beraberim.” buyurmuştur. Lüzumsuz ferâh ve tuğyanın başlangıcı olan, aynı zamanda büyük mahrûmiyetlerin sebebi olan iftihar ve böbürlenme duygusu gider. Nefis açlıkla kırıldığı kadar hiçbir şeyle kırılmaz.
  4. İnsan açlıkta belâları unutmaz, zararlara ve âfetlere dûçâr olanları unutmaz. Tok olan açları unutur, aç olanlar ise açlığın ve belâların elemlerini bilirler. Elemleri, fakirleri ve zayıfları unutmazlar.
  5. Açlık bütün mâsıyet arzularını kırar, devamlı kötülüğü emreden nefsin (nefs-i emmâre) üzerine basar.
  6. Açlık, insana betâet ve hamâkat veren fazla uykuyu def eder, çok yiyen ise çok içer, çok içen çok uyur, çok uyuyanın gafleti artar. Kimin gafleti artarsa hüsrâna uğrar ve nedâmeti artar. Bu sebeble meşâyih-i kirâm, müridlere: “Çok yemeyiniz, çok içmeyiniz, bu sebeble çok uyursunuz ve hüsrâna uğrarsınız.” diye buyurmuşlardır.
  7. Açlıkta ibâdete devâm kolaylaşır. Toklukta ise ibâdet zorlaşır, ibâdete devâm ise daha güçleşir.
  8. Açlıkta bedenler ve uzuvlar sıhhatli olur, hastalıklar def olur. Çünkü umûmiyetle hastalıkların sebebi çok yemek, çok içmek, çok uyumak, kan fazlalığıdır. Hastalık ibâdetlere mânî olur, kalbi huzursuz eder, ibâdet şevkini kırar.
  9. Gayet sade bir hayat sürer, sıkıntısı olmaz. Az yemeği îtiyad edinen az mala kanaat eder.

    Bu sebeble Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

    “İktisada riayet eden fakra dûçâr olmaz.” yani maişetinde orta yolu tutan fakir olmaz buyurmuşlardır.

  10. Açlıkta sadakasını gönül huzuru ile verebilir, yemeğinin fazlasını yetimlere, miskinlere dağıtır, kıyamette de sadakası altında gölgelenir.

Kaynak: Ramazanoğlu Mahmud Sâmi, Musâhâbe 4, Erkam Yayınları