Ölüm Gelinceye Kadar Ne Yapmalı?

Hizmet

Mü’min, rızkı verenin Allah (cc) olduğunu bilir fakat el emeği vesiledir. Kur'an'ı Kerim'de de söylendiği gibi "Ölüm gelinceye dek Rabbine ibadet et!" Mümin bilir ki Allah adıyla, hayır ile yapılan her iş ibadettir. Bu sebepten her mümin son ana dek çalışmalıdır.

Mü’min, son durağı cennet oluncaya kadar hiçbir hayra doymaz. Zira âyet-i kerîmede buyrulur:

“Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!” (el-Hicr, 99)

Bu şuurla yaşayan müʼminler için ömrün her ânı, Allah yolunda hizmet ve gayret vaktidir. Şu misal, bu hakîkati ne güzel izah etmektedir:

Devrindeki sayısız sefer ve fütûhâtın çoğunu bizzat kumanda eden Kânûnî Sultan Süleyman, son seferi olan Zigetvar’a çıkacağı zaman, Sadrâzam Sokullu şöyle dedi:

“–Sultânım, ümmete sayısız zaferler hediye ettiniz! Yoruldunuz! Ömrünüzü âlem-i İslâm’a vakfettiniz! Bu seferin meşakkatine bu yaşta katlanmanız müşküldür. Bu sebeple siz, İstanbul’da kalıp idâreye devam ediniz. Ben, vezirler ve paşalar sefere iştirâk edelim. Gözünüz arkada kalmasın!..”

Ulu Hakan Kânûnî, Sokullu’ya şu cevabı verdi:

“–İyi dinle Sokullu! Bu vasiyetimi, benden sonra gelecek nesle de aktar! Bir pâdişah, dâimâ askerleri ile birlikte sefere çıkmalıdır. Asker, pâdişâhını yanında görünce şecaati artar! Düşman ise, pâdişah sefere iştirâk ettiği için karşısındaki orduyu daha güçlü görür. Kuvve-i mâneviyyesi bozularak cesareti kırılır. Harbi kazandıran asıl sebep, mânevî kuvvettir! Bizim çocuk yaşımızdan beri devlet idâresinde sayısız tecrübemiz vardır. Seferlerde bu tecrübeye âcil ihtiyaç hissedilebilir. Anlar, dakikalar çoğu zaman kaderin akışını tâyin eder. Bu sebeple, yaşlı olmama rağmen sefere iştirâk edeceğim!.. Sarayda kalıp, baş yastıkta ölürsem, yarın rûz-i mahşerde fâtih cedlerimin huzûruna nasıl çıkabilirim?!.

Kânûnî, hayli ilerlemiş yaşına rağmen, bu düşüncelerle ordusunun başında sefere çıktı. Sefer esnâsında bir ara top arabaları bataklığa saplandı. Hayvanların fizikî gücü, topları bataklıktan kurtarmaya kâfî gelmedi. Ordu ilerlemişti; o civarda az sayıda asker ve paşalar vardı. Sultan emir verdi:

“–Bütün yüksek rütbeli erkân bataklığa girsin, top arabalarına omuz versin!..”

Bütün paşalar bataklığa girdi. Top arabaları o mânevî heyecan ile bataklıktan çıkarıldı…

Muhteşem Süleyman, bu sefer esnâsında vefât ederek şehâdet şerefine nâil oldu.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hakk'a Adanmış Gençlik , Erkam Yayınları