Öfkenin Zararları Nedir? Öfke Ânında Ne Yapmalıyız?

HAYATIMIZ

Öfke günlük hayatta her insanın az veya çok yaşayabileceği son derece normal ve insani bir duygudur. Neye öfkelenmeyiz ki; yolda giderken bize çarpan adamdan sözünü tutmayan arkadaşımıza, geç gelen otobüsten dünyanın gidişatına kadar her şey bizi öfkelendirebilir.

Burada mesele öfkelenmek yada öfkelenmemek değildir. Çünkü öfkelenmek çoğu zaman insanın iradesinde olan bir durum değildir yada hiçbir şeye öfkelenmemek bir hastalık belirtisidir. Mesele kişinin öfkelendiği zaman onu kontrol edebilmesidir. Bu anlamda Aristo’nun sözünün çok önemli olduğunu düşünüyorum: “Herhangi bir kimse öfkelenebilir. Bu kolaydır. Ne var ki; doğru insana, doğru derecede, doğru zamanda, doğru maksatla ve doğru biçimde öfkelenmek işte bu zordur.”

ÖFKENİN ZARARLARI

Yalnız zor değildir aynı zamanda zararlıdır. Çünkü kontrol edilemeyen öfke fiziksel olarak baş ağrılarına, mide rahatsızlıklarına, solunum problemlerine, cilt problemlerine, böbrek fonksiyonlarında problemlere, sinir sistemi rahatsızlıklarına, dolaşım sorunlarına, var olan fiziksel rahatsızlıkların kötüleşmesine ve duygusal rahatsızlıklara; bilişsel olarak konsantrasyon bozukluğuna, düşük performansa, unutkanlığa, uykusuzluğa ve dikkatsizliğe; davranışsal olarak alkolizme, sigara tiryakiliğine, huzursuzluğa, aceleciliğe, ilaç kullanımına ve aşırı yemek yemeye; sosyal olarak da aile hayatında, iş/okul hayatında ve toplumsal hayatta sorunlara yol açmaktadır.

ÖFKE ÂNINDA NE YAPMALIYIZ?

Peki, biz ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız? İnsanlar genel olarak öfkelendiklerinde üç tepkiden birini gerçekleştirirler.

  1. Birincisi saldırganlaşarak tepki verir ve bu hem kendisine hem de çevresine zarar vermesine yol açabilir.
  2. İkincisi duygularını bastırabilir ve bu hem kendini geri çekip sosyal hayattan izole olmasına hem kendi içinde öfkesini biriktirerek depresyona doğru gitmesine hem de bu biriktirmenin sonucunda çok küçük bir sebeple çok büyük bir tepki vererek patlayarak çevresi tarafından anormal görülmesine sebep olabilir.
  3. Üçüncü tepki ise öfkenin analiz edilerek kontrol edilmesidir. Yani birey öfkesini bana göre öfke nedir, beni daha çok ne öfkelendirir, kim öfkelendirir, kırmızı çizgilerim nelerdir, öfkemin ortasındayken ne hissederim, öfkemden sonra neler hissederim, öfkemi daha çok nasıl ifade ederim, öfkemi ifade edişim ne kadar sağlıklı gibi sorularla analiz eder ve bu analiz sonunda öfkesi ile ilgili bir içgörü kazanarak eksik yanlarını konuyla ilgili okumalar ve danışmalar yaparak tamamlama ve böylelikle öfkesini doğru ifade etme becerisi kazanır. Bu beceri ile birey saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde duygularını ifade eder.

ÖFKE KONTROLÜNDE EN ÖNEMLİ ARAÇ

Öfke hem hayatımızın içerisinde çok sık olarak yaşadığımız/yaşayabileceğimiz bir duygu olması hem de kontrol edilememesi halinde her bakımdan bize ciddi zararlar verebilecek olması nedeniyle üzerinde durulması, hakkında okumalar yapılması ve öz değerlendirme ile belki davranış değişimine gidilmesi gereken bir duygu durumudur. Burada sadece çok kısa olarak yer verebildik ancak zannediyorum önemine dair bir soru işareti zihinlerde bıraktık. Bitirirken öfkenin kontrolünde en önemli araçlardan olan söz yada iletişim ile ilgili Yunus Emre’nin bir şiirine yer vermek isterim.

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz

Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz

Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı

Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz

Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini

Bu cihan cehennemini, sekiz cennet ede bir söz

Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden

Pek sakın o Şah katından, Seni ırak ede bir söz

Kaynak: Mehmet Dinç, Mazeretim Var Asabiyim Ben, Altınoluk Dergisi, Sayı: 354, 2015