O Olmasaydı Olmazdık

Nübüvveti

Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, insanlığın önünde bir “Sirâc-ı Münîr”, yani karanlıkları aydınlatan bir ebediyet kandili.

O -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ilâhî kudretin insanlıkta tecellî eden bir sanat hârikası... İnsanlığa armağan edilmiş en mükemmel fiilî kıstas ve emsalsiz örnek şahsiyet...

Âyet-i kerîmenin ifâdesiyle; “âlemlere rahmet olarak gönderilmiş” bir peygamber… (bkz. el-Enbiyâ, 107)

Yani Cenâb-ı Hak O’nu; canlı-cansız bütün varlıklara; taşa ve toprağa, ırmağa ve denize, yerlere ve göklere, zamana ve mekâna, bilhassa da insanoğluna rahmet olarak lûtfetti.

O OLMASAYDI OLMAZDIK

Beşeriyet, Yüce Rahmân’ın uçsuz-bucaksız af ve kerem ummânına, Rabbimizʼin, O “Varlık Nûru”na duyduğu muhabbeti hürmetine nâil olmuştur. Nitekim hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:

“Âdem -aleyhisselâm- Cennet­ʼten çıkarılmasına sebep olan zelleyi işlediğinde, hatâsını anlayıp:

«–Yâ Rabbi! Muhammed hakkı için Sen’den beni bağışlamanı istiyorum.» dedi. Allah Teâlâ:

«–Ey Âdem! Henüz yaratmadığım hâlde Muhammed’i sen nereden bildin?» buyurdu.

Âdem -aleyhisselâm-:

«–Yâ Rabbi! Sen beni yaratıp bana rûhundan üflediğinde başımı kaldırdım, Arşʼın sütunları üzerinde; “Lâ ilâhe illâllah, Muhammedü’r-Rasûlullah” cümlesinin yazılı olduğunu gördüm. Bildim ki Sen, Zâtʼının ismine ancak yaratılmışların en sevimlisini izâfe edersin!» dedi.

Bunun üzerine Allah Teâlâ:

«–Doğru söyledin ey Âdem! Hakîkaten O, bana göre mahlûkâtın en sevimlisidir. Oʼnun hakkı için bana duâ et. (Mâdem ki duâ ettin), Ben de seni bağışladım. Şâyet Muhammed olmasaydı seni yaratmazdım!» buyurdu.” (Hâkim, Müstedrek, II, 672)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed, Erkam Yayınları