Nakit Para, Altın, Gümüş, Ticaret Malı ve Şirketlerin Zekâtı

Zekat

Nakit para, altın, gümüş ve ticaret malları ile topraktan çıkan ürünlerin zekâtı nasıl hesaplanır?

Genel olarak nakit para, altın, gümüş ve ticaret malları ile topraktan çıkan ürünlerden zekâtın gerekmesi şu ayete dayanır:

“Ey îman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın.”[1] Bu ayette geçen “kazandıklarınızın temizlerinden infak edin” anlamındaki ifade, fakihlerin çoğunluğu tarafından “ticaret yoluyla elde ettiğiniz kazançtan zekât verin” şeklinde anlaşılmıştır.” Çünkü bu ayet, ticaret mallarının ve tarım ürünlerinin zekâtı ile ilgili olarak inmiştir.[2]

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Deve ve sığırdan zekât vardır, kumaştan da zekât vardır.” [3] Semüre İbn Cündeb (r.a.) şöyle demiştir: “Rasûlüllah ticaret için hazırladığımız mallardan zekât vermemizi bize emrederdi.” [4]

Sanayi kuruluşlarının sermayesini ikiye ayırmak gerekir:

1) Sabit sermaye; kapalı alan, makineler, servis aracı, lojman vb. tesis ve ekipmanlar mesleği ifaya yarayan bölüm olup zekâttan muaftır.

2) Döner sermaye; kuruluşun nakit para kaynakları, alacak ve borçları, hammadde ve üretilmiş malları döner sermayeyi oluşturur. Burada elde bulunan para kaynakları, hammadde ve üretilmiş malların nakit değerleri hesaplanır, borçlar düşülür, kesin alacaklar eklendikten sonra zekât matrahı ortaya çıkar. Bu değerler toplamı %2,5 tan yıllık zekâta tabidir.

Şirketlerde zekât her ortağın, şirket dışı mal varlığını da dikkate alarak kendisi tarafından verilmesi esastır. Ancak şirket ana sözleşmesiyle veya sonradan alınacak bir kararla, şirket yönetimine zekâtı hesaplayıp ehline verme yetkisi tanınmışsa yönetim kurulunun zekât niyetiyle yapacağı yardımlarla ortakların zekâtı verilmiş olur. Bu durumda, zekât yükümlüsü olan her ortak, şirketle ilgili olan zekâtı vermede, yöneticiye vekâlet vermiş sayılır.

Bir şirketin sabit ve döner sermaye oranları belli olunca, bu rakamın hisse senedi sayısına bölünmesiyle, sabit sermaye kısmı düşülerek, hissenin o yıl zekât matrahı ortaya çıkmış olur.

Sabit sermaye kimi sanayi kuruluşlarında %90’a çıkarken, süper marketlerde %10 hatta %5’lere kadar düşebilir. Böyle bir ortaklığa ait hisse senedinde sabit sermayeyi düşme oranı da düşük olacaktır. Günümüzde hisse senedi değerlerinde bu anlamda bir çalışma yapılması ve zekât yükümlüsünün bu konuda bilgilendirilmesine ihtiyaç vardır.

Şunu da belirtelim ki, hisse senetleri şirketin mal varlığına ve ticaret faaliyetlerine ortaklığı içerdiği için, şirketin üretim ve ticaret faaliyetlerinin meşru olması da gerekir.

Dipnotlar:

[1] Bakara, 2/267. [2] İbn Kesîr, Muhtasar Tefsir, I, 240. [3] Kâsânî, age, II, 20, 21; Şirbinî, age, I, 397; İbn Kudâme, age, III, 30. [4] İbnü’l-Hümâm, age, I, 526, Ebû Dâvûd’dan naklen. bk. Tirmizî, II, 357.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları