Maide Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Mâide suresinin 79. ayetinde ne anlatılıyor? Mâide suresinin 79. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

كَانُوا لَا يَتَنَاهَوْنَ عَنْ مُنْكَرٍ فَعَلُوهُۜ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ

İşledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü! (Mâide, 5/79)

KÖTÜLÜĞE ENGEL OLMAK, İNSANÎ VE İSLAMÎ BİR SORUMLULUKTUR

Bilgi:

Yüce Allah, İsrailoğullarından kâfir olanları lanetlemişti. Çünkü onlar Allah’a isyan etmişler, haddi aşmışlar ve sapkınlıklara dalmışlardı. Bu son derece kötü durumdan çıkmak ve yaptıkları kötülüklere engel olmak için çabaları da yoktu. Hâlbuki insanlar birbirlerini yanlışlara karşı uyarmak durumundadırlar. İnsan sorumlu bir varlıktır. Müslümanların hem birbirlerini hem de müşrik, kâfir ve sapıklığa düşen kimseleri uyarmak gibi bir sorumluluğu vardır.

Mesaj:

  1. Sorumlu varlık olarak insanlar birbirlerini yanlışa değil doğruya ve hakka çağırırlar.
  2. Kötülüklere engel olunursa ve kötüler ıslah edilirse toplum huzurlu olur.

Kelime Dağarcığı:

Münker: Çirkin iş, kötü, tasvip edilmeyen, yadırganan, sıkıntı duyulan şey.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. İsrâiloğulları’ndan kâfir olanlar hem Dâvûd hem de Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlendiler. Bunun sebebi, onların Allah’a isyan etmeleri ve haddi aşıp durmalarıydı.
  2. Onlar, yapmakta oldukları kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yaptıkları işler, gerçekten ne kadar kötü idi.

Dâvud (a.s.)’ın diliyle lânetlenenler cumartesi yasağına riâyet etmeyen Eyle ahâlîsidir. Dâvud (a.s.) onlar hakkında “Allahım onlara lânet et, onları sonradan geleceklere ibret yap!” diye beddua etti. Bunun üzerine maymuna çevrildiler. (bk. A‘râf  7/163-166) Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlenenler ise, ondan gökten bir sofra indirilmesini talep eden, istekleri yerine getirildikten sonra yine îman etmeyenlerdir. Hz. İsa onlar için: “Allahım cumartesi gününün hürmetine riâyet etmeyenlere lânet ettiğin gibi bunlara da lânet et! Onları kıyâmete kadar anılacak bir ibret yap!” diye beddua etti. Bunun üzerine domuza çevrildiler. (bk. Mâide 5/112-115) Bunların ilâhî lânete uğramalarının ve neticede maymun ve domuzlara çevrilmelerinin sebebi, isyan etmeleri ve haram kılınan sınırları çiğnemeleridir. Onlar hem günah işlemeye devam ediyor, hem de birbirini bundan alıkoymaya çalışmıyorlar, böylelikle kahr-ı ilâhîyi çekecek çok kötü bir iş yapıyorlardı. Bu konuda Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“İsrâiloğulları arasında zulüm yaygınlaştığı dönemlerde, bir kimse diğerini günah işlerken görünce evvelâ onu bu yaptığından sakındırırdı. Fakat ertesi gün onunla oturup kalkabilmek ve yiyip içebilmek için kötülükten sakındırmazdı. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak kalplerini birbirine benzetti ve haklarında: «İsrâiloğulları’ndan kâfir olanlar hem Davut hem de Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlendiler...  (Mâide 5/78-79) âyetlerini indirdi. Evet, siz de ya zâlime engel olup onu hakka çekersiniz ya da bu durum sizin başınıza da gelir.” (Tirmizî, Tefsir 5/7; İbn Mâce, Fiten 20)

Bu gibi âyet-i kerîme ve hadis-i şeriflerden hareketle gücü yeten, kendisine ve müslümanlara zarar gelmeye­ceğinden emin olan kişilerin kötülükten sakındırmalarının gerekliliği hususunda görüş birliği vardır. Şayet ciddi bir zarar gel­mesinden korkacak olursa, hiç değilse kalbiyle ona karşı çıkar, o kötülüğü işleyen kim­selerden uzak kalır ve onunla birlikte oturup kalkmaz. Zira burada, günahkârlarla oturup kalkmanın yasaklandığı ve onlardan uzaklaşmanın emredildiği görülmektedir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com