Mahlukata Muhabbet

EZCÜMLE

Hâlık’tan ötürü mahlûkâta muhabbet de bir kulluk vazîfesidir. Dünyâ ve nîmetlerinde diğer mahlûkâtın da hakkı vardır. Onların hakkını gasp etmek büyük bir kıyâmet hesâbıdır.

Mahlûkât, insana hizmet ve ibret olarak yaratılmış ve bu dünyâ hayâtında yine ona emânet edilmiştir. Bu sebeple mahlûkâta muhabbetle yaklaşmak, insan için bir vicdan borcudur.

BÜTÜN MAHLUKAT HEP İNSAN İÇİN VAR

Arı, insana bal ikrâm etmek için yaşar. Koyun, bütün ömrünü insana et, süt, yün ve yavru vermek uğrunda tüketir. Kedi, köpek yine insanın emrindedir. Cenâb-ı Hakk’ın celâlî tecellîsinin bir tezâhürü olan yılan, çıyan, akrep gibi mahluklar da azâb-ı ilâhîyi hatırlatmaları ve tabiattaki pek çok vazîfeleri sebebiyle, insana lutfedilen nîmetler cümlesindendir. Taş, toprak, ağaç, bulut, dağ, ova hep insan için vardır.

Nitekim âyet-i kerîmede buyrulur:

“O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından (bir lutuf olmak üzere) size âmâde kılmıştır. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (el-Câsiye, 13)

Hizmetimize âmâde kılınan varlıklara zulmetmek, sonunda zararı bize dokunacak olan bir ahmaklıktır. Hayvanlara haksızlık etmek ise kıyâmette karşımıza çıkacak ağır bir vebâldir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasın. Biz kitapta (levh-i mahfuzda) hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra hepsi Rablerinin huzûrunda toplanacaklardır.” (el-En’âm, 38)

MAHLUKATA MUHABBET

Diğer taraftan Hâlık’tan ötürü mahlûkâta muhabbet de bir kulluk vazîfesidir.

Dünyâ ve nîmetlerinde diğer mahlûkâtın da hakkı vardır. Onların hakkını gasp etmek büyük bir kıyâmet hesâbıdır.

Şâir Firdevsî, Şehnâme adlı eserinde ne güzel söyler:

“Bir yem tânesi çeken karıncayı dahî incitme! Çünkü onun da canı vardır. Can ise tatlı ve hoştur.”

Âlemlerin Efendisi, hayvanların faydasız ve sebepsiz yere, keyfî bir şekilde öldürülmesini yasaklamıştır. Bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur:

“Kim bir serçeyi boş yere sırf eğlence olsun diye öldürürse, kıyâmet günü o serçe feryâd ederek Allâh’a şöyle seslenir:

«–Ey Rabbim! Falan kişi beni gereksiz yere öldürdü, herhangi bir fayda için öldürmedi.»” (Nesâî, Dahâyâ, 42)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları