Kur’an Apaçık mıdır?

SORULARLA İSLAM

Kur’an apaçık mıdır? Kur’an-ı Kerim apaçıksa neden farklı yorumlar var? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım açıklıyor.

Kur’an’da şöyle buyrulur:

  • Hac Suresi, 16. Ayet

Hac suresi, 16. ayet okunuşu

“Vekeżâlike enzelnâhu âyâtin beyyinâtin veenna(A)llâhe yehdî men yurîd(u)” (Hac suresi, 16)

Hac suresi, 16. ayet anlamı

“İşte biz Kur’an’ı böyle apaçık âyetler hâlinde indirdik. Şüphe­siz Allah, dilediğini doğru yola erdirir.” (Hac suresi, 16)

Hac suresi, 16. ayet tefsiri

Burada tam teslimiyetle tevhid inancını benimseme hususunda tereddütler içinde bocalayanlardan söz edildikten sonra, Kur’an’ın veya genel olarak ilâhî bildirimlerin açık seçik âyetler halinde indirildiği ve Allah’ın dilediği kişileri doğruya ileteceği belirtilmektedir. Âyetin son kısmına “Allah isteyeni doğru yola iletir” anlamını vermek de mümkündür. Esasen bu, birinci anlamla çelişmez; çünkü Allah’ın dilediğini doğru yola iletmesi de, âyetin ilk kısmında işaret edilen açık seçik bildirimlere kulak verenleri bu yöndeki iradelerine uygun olarak doğruya ulaştırması, bu bildirimlere rağmen inanmamakta direnenleri ise kendi sapkınlıkları üzere bırakması demektir. (Hac suresi, 16)

  • Nahl Suresi, 89. Ayet

Nahl suresi, 89. ayet okunuşu

“Veyevme neb’aśu fî kulli ummetin şehîden ‘aleyhim min enfusihim(s) veci/nâ bike şehîden ‘alâ hâulâ-/(i)(c) venezzelnâ ‘aleyke-lkitâbe tibyânen likulli şey-in vehuden verahmeten vebuşrâ lilmuslimîn(e)” (Nahl suresi, 89)

Nahl suresi, 89. ayet anlamı

“Kıyâmet günü her ümmetten, kendileri hakkında şâhitlik yapacak bir şâhit getireceğiz. Seni de bu ümmete şâhit tutacağız. Rasûlüm! Biz sana bu kitabı her şeyi açıklamak üzere, bir de onun Allah’a teslim olanlara doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müjde olması için indiriyoruz.” (Nahl suresi, 89)

Nahl suresi, 89. ayet tefsiri

Resûlullah (s.a.s.)’in şâhitlik yapacağı kimseler, onun peygamber olarak gönderildiği andan itibaren kıyamete kadar gelen tüm insanlardır. Çünkü Efendimizin risâleti cihânşumûldür. O’nun davetinin kaynağı ise Kur’ân-ı Kerîm’dir.  Kur’ân-ı Kerîm hidâyetle dalâletin, hakla bâtılın, helâlle haramın, kurtuluş veya azabın dayandığı her şeyi açıkça beyân eden bir kitaptır. Dolayısıyla âyetteki “her şey”den maksat öncelikle insanların dinleri ve ebedî hayatlarıyla alakalı hususlardır. Bunlar insanların doğruyla eğriyi birbirinden ayırarak gerçeğe ulaşabilmeleri için zaruri bilgilerdir. Bu husûsiyetiyle Kur’ân-ı Kerîm, kendisine ilâhî bir kitap olarak teslim olan ve onun hükümlerini hayatın her alanında tatbik edenler için bir yol göstericidir. Onlar için bir rahmettir. Onların Allah’ın nimet ve lutuflarına kavuşmalarını sağlar ve onlara, kendisinin getirdiği buyruklara uymayı devam ettirdikleri sürece, âhiret gününde Allah’ın mahkemesinden başarıyla çıkacaklarını müjdeler. Onu inkâr edenler ise, sadece onun hidâyet, rahmet gibi nimetlerinden mahrum olmakla kalmaz, aynı zamanda kıyamet gününde Allah Resûlü (s.a.s.) onlara şâhitlik ettiğinde bu kitabı da aleyhlerinde şâhit olarak bulurlar. Evet, gerçekten de Kur’ân-ı Kerîm onların aleyhinde çok kuvvetli bir delil olacaktır. Çünkü Resûlullah (s.a.s.) onun hakla bâtılı birbirinden ayıran âyetlerini onlara tebliğ ettiğini, fakat onların buna inkâr ve yalanlamayla karşılık verdiklerini söyleyecektir. (Nahl suresi, 89)