Kimler Fitre Vermekle Yükümlüdür?

İnfak

Fıtır sadakası (fitre) vermenin şartları nelerdir? Fıtır sadakası (fitre) ile yükümlü olmak için gereken şartlar.

Fitre ile yükümlü olmak için gereken şartlar.

1. Müslüman olmak:

Fitre yükümlüsünün müslüman olması gerekir. Ancak Şâfiî mezhebinden bir görüşe göre, gayri müslim bir kimsenin, bakmakla yükümlü olduğu müslüman yakınının fitresini ödemesi gerekir.

2. Mal varlığı:

Hanefîlere göre fitre sadakası ile yükümlü sayılmak için, kişinin ramazan bayramının birinci günü, temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olması gerekir. Zekât nisabından farklı olarak, sahip olunan malın “artıcı (nâmî)” özellikte olması ve üzerinden bir yıl geçmiş bulunması gerekmez. Temel ihtiyaçlar mesken, elbise, ev eşyası, binit, silah, hizmetçi, ailenin bir yıllık geçim masrafları ve borçlarıdır. Nisap miktarı iki yüz dirhem gümüş veya yirmi miskal altın veya bunların kıymetine denk bir maldır.

Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre ise, fıtır sadakasının vücûbu için, zenginlik ölçüsü olan nisaba mâlik olmak şart değildir. Temel ihtiyaçlarının dışında, bayram gün ve gecesinde yetecek kadar azığa sahip olmak yeterlidir.

3. Ehliyet:

Ebû Hanife, Ebû Yûsuf ve diğer üç mezhep imamının ortak görüşüne göre, fıtır sadakasının mâlî yönü ağır bastığı için, bununla yükümlülük için akıllı ve ergen olmak şart değildir. Bu yüzden küçüğün ve akıl hastasının malından da velisinin fitre vermesi gereklidir. Fitre’nin ibadet yönünü üstün kabul eden, Hanefîlerden İmam Muhammed ve Züfer’e göre ise, küçüklerin ve akıl hastalarının malından fıtır sadakası gerekmez.

4. Velâyet ve bakmakla yükümlülük:

Bir kimsenin, kendi dışındaki kişinin fıtır sadakası ile yükümlü sayılması için, bu kişinin onun velâyeti altında olan ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerden olması gerekir. Buna göre bir kimse velâyeti altında bulunan küçük çocuklarının veya akıl hastası olan yakınlarının fitresini vermekle yükümlüdür. Ramazan bayramından önce vefat eden oğlunun çocukları da bu kapsamdadır. Buna karşılık kişinin bakımlarını üstlenmiş olsa bile, ana babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fıtır sadakası vermesi gerekmez. Bununla birlikte vekâletleri olmadığı halde bu kişiler için fıtır sadakası verse, bu yeterli olur. Böylece yoksullar bununla bayram namazından çıkmadan önce ihtiyaçlarını karşılamış olurlar.

5. Vakit:

Hanefîlere göre, fıtır sadakası ramazan bayramının 1. günü fecrin doğuşu ile vâcip olur. Çünkü fitre bayrama ait kılınmıştır. Böylece oruç tutmanın yasaklandığı bir günde, fitre ile yoksul müslümanların sevinçle bayrama katılmaları amaçlanmıştır.

Fitre, Ramazan bayramından bir veya iki gün öncesi ile bayram namazı arasında ödenir. Böylece yoksullar bununla, bayram namazından çıkmadan önce ihtiyaçlarını karşılamış olurlar. Bununla birlikte fitre, ramazan ayının girmesinden itibaren, hatta ramazan ayı girmeden önce de ödenebilir. Bayram gününden sonraya kalırsa, yükümlülük düşmez ve ilk fırsatta ödenmesi gerekir.

Fakihler fitrenin bayram günü sabah vakti girdikten sonra ve namaz kılınmadan önce verilmesinin müstehap olduğu hususunda görüş birliği içindedir. Dayandıkları delil, Abdullah İbn Ömer (r. anhümâ)’den rivayet edilen şu hadistir: “Hz. Peygamber fitrenin, insanlar bayram namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir” [1]

Ramazan bayramının ilk günü sabah olmazdan önce vefat eden veya yoksul düşen yahut sabah olunca dünyaya gelen veya İslâm’a giren bir müslüman için fitre vermek vacip olmaz. Fakat, sabah olduktan sonra ölen zengin bir müslümana vacip olmuş bulunur. Vasiyet etmiş ise mirasın üçte birinden verilir.

Bir özür yüzünden oruç tutamayan müslüman da fitre ile yükümlü olur. Hasta, yolcu ve çok yaşlı kimseler gibi.

Nisaba mâlik olan hür bir müslüman, hem kendisi hem de yoksul olan bunak veya akıl hastası yahut küçük çocukları ve hizmetçisi için fitre vermekle yükümlüdür.

Yoksul bir çocuğun babası ölmüş veya yoksul düşmüş olursa babasının babası nisaba mâlikse babası yerine geçerek fitre verir. Ancak zahir rivayete göre bu durumda dedenin çocuk için fitre vermesi gerekmez.

Bir kimse kendi yanında otursalar bile ana-babasının fitresini vermekle yükümlü değildir. Ancak babasının yoksul ve akıl hastası olması durumu müstesnadır.

Hanefîler dışında üç mezhep imamına göre fitre Ramazan ayının son akşamı güneşin batmasından itibaren vacip olur. Bayramdan sonraya geri bırakılması caiz değildir. Ancak özürlü olması durumu müstesnadır. Bununla birlikte geri bırakma fitreyi düşürmez ve kazası gerekir.[2]

Dipnotlar:

[1] Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, IV, 183. [2] bk. İbnü’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, II, 29-31; İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, II, 98 vd; el-Fetâvâ’l-Hindiyye, I, 179-181; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, I, 269; İbn Kudâme, Muğnî, III, 55.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları