Kazâ Namazı Nasıl Kılınır?

Farz Namazlar

Kaza namazı nedir? Beş vakit farz namazın kazası nasıl kılınır? Vitir namazının kazası olur mu? Kaza namazının kılınışı.

Vakit namazlarını vaktinin dışında kılmaya "kaza" denir. Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazın kazası farz, vitir namazının kazası ise vacip olur. Bu durumda namazın sadece farzı kılınır.

KAZA NAMAZI NASIL KILINIR?

  • Kaza namazı için belirli bir zaman yoktur. Yani öğle namazının kazası öğle vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. Kerahat vakitleri hariç istenilen zamanda kılınabilir.
  • Bir namazın vaktinde kılınma şekli nasılsa kazası da aynı şekilde kılınır.
  • Bir kaza namazına şöyle niyet edilir: "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk ikindi namazını" veya "son ikindi namazını kılmaya." Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur.
  • Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra kamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan yeterli olurken, her farz namazı için ayrı ayrı kamet getirmek sünnettir.
  • Kaza namazını evde kılmak daha uygundur. Çünkü bunu açığa vurmak Allahü teala'ya karşı bir cüret sayılır ve başkaları için kötü örnek teşkil edebilir.

Kaza Namazına Nasıl Niyet Edilir?

Bir namaz nasıl kılınıyorsa aynı şekilde de kazası kılınır. Sadece niyet ederken aşağıdaki şekilde niyet edilir.

  • Sabah Namazının kazası: 2 rekat farzı kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk sabah namazını kılmaya" veya "son sabah namazını kılmaya."
  • Öğle Namazının kazası: 4 rekat farzı kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını kılmaya" veya "son öğle namazını kılmaya."
  • İkindi Namazının kazası: 4 rekat farzı kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk ikindi namazını kılmaya" veya "son ikindi namazını kılmaya."
  • Akşam Namazının kazası: 3 rekat farzı kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk akşam namazını kılmaya" veya "son akşam namazını kılmaya."
  • Yatsı Namazının kazası: 4 rekat farzı kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk yatsı namazını kılmaya" veya "son yatsı namazını kılmaya."
  • Vitir Namazının kazası: 3 rekat aynen kılını. "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk vitir namazını kılmaya" veya "son vitir namazını kılmaya."

Kaza Namazlarının Kılınışı

KAZA NAMAZI NEDİR VE NASIL KILINIR?

Bir namazı vaktinde kılmaya "edâ" vaktinden sonra kılmaya da "kaza" denir. Vaktinde kılınamayan namaza "faite" denir. Çoğulu "fevait"'tir. Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazın kazası farz, vitir namazının kazası ise vacip olur. Kaza edilecek sünnet sayısı azdır. Şöyle ki, bir sabah namazının farzı ile birlikte sünneti de vaktinde kılınamamışsa, o günün, güneşin doğmasından 50-55 dakika kadar sonra öğle namazını vaktinden biraz önceye kadar bu sünnet, farz ile beraber kaza edilir. Kuşluk vaktinden önce ve istivadan sonra kaza edilemez.

İmam Muhammed'e göre bu sünnet yalnız olarak da vaktinde kılınmamış olsa yine kuşluk vakti ile istiva arasında kaza edilir. Bir özür olmaksızın namazın kazaya bırakılması büyük günahlardandır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Güvene kavuştuğunuz zaman namazı kılın. Çünkü namaz mü'minlere vakitleri belirlenmiş olarak farz kılınmıştır." (en-Nisa, 4/103)

Namazı özürsüz kazaya bırakmanın günahı o namazı kaza etmekle kalkmaz, ayrıca tevbe etmek de gerekir. Meşru bir özür sebebiyle namaz kazaya bırakılabilir. Bu özürler: Düşman korkusu, bir ebenin doğum yapacak kadının başından ayrılması halinde çocuğun veya annesinin öleceğinden korkması bu özürler arasında sayılabilir. Namazı bilerek ve tembelliği yüzünden kazaya bırakan kimse günahkar olur ve bu namazı kaza etmesi vaciptir.

Kazaya kalan namazlar nasıl eda edilir?

Bir namazın eda şekli nasılsa kazası da aynı olur. Mesela seferde iken dört rekatlı bir namazı kaçıran kimse bunları ister seferde isterse asli vatanına döndükten sonra kaza ederken iki rekat olarak kaza eder. İkamet halinde tam olarak kılınması gereken namazları kazaya bırakan kimse de bunları hazarda veya seferde yine tam olarak kaza eder. Namaz kaza edilirken bir sıra gözetilmesi gerekir mi? Eğer namazı kaza edecek kişi tertip sahibi ise, kaza namazı ile vakit namazı arasındaki sıraya uymak gerekir. Tertip sahibi değilse, bu namazı kaza etmeden diğerlerini kılabilir. Bir kimsenin tertip sahibi sayılması için altı vakitten fazla namazı kaza kalmamış olmalıdır. Vitir namazı dahil altı vakit namazı kazaya kalınca tertip sahibi olmaktan çıkar. Bir kimse ne kadar namazının kazaya kalmış olduğunu bilmese, galip olan kanaate göre hareket eder. Eğer böyle bir karara varamazsa, borcundan kurtulduğuna kanaat getirinceye kadar kaza namazı kılması gerekir. Kaza namazı kılan kimsenin yanında cemaatle vakit namazına başlanırsa, namazını tamamlamadıkça cemaate iştirak edemez.

Kaza namazını evde kılmak daha uygundur. Çünkü bunu açığa vurmak Cenab-ı Hakka karşı bir cür'et sayılır ve başkaları için kötü örnek teşkil edebilir. Kaza namazları üç kerahet vakti dışında her vakitte kılınabilir. Bunlar: Güneşin doğma, batma ve zeval (güneş tam tepedeyken) vaktidir. Kaza namazıyla meşgul olmak nafile namazla meşgul olmaktan daha önemlidir. Fakat beş vakte bağlı olan sünnetler müekked olsun gayri müekked olsun bundan müstesnadır. Yani sünnetleri terk ederek, bunların yerine kazaya niyet etmek uygun değildir. Aksine bu sünnetlere niyet edilmesi daha uygundur. Hatta kuşluk ve teheccüd namazı gibi haklarında hadis bulunan namazlar da böyledir. Bunlara da bu şekilde nafile olarak niyet edilmesi evlâdır. Çünkü bu sünnetler farz namazlarını tamamlar. Ayrıca bunların telafisi mümkün değildir. Kaza namazlarının ise belirli vakitleri olmadığı için telafileri mümkündür.

Farz namazlarını kazaya bırakarak günaha giren kimsenin, bu günahtan kurtulmak için sünnetleri feda etmesi uygun değildir. Böyle bir kimsenin fazla ibadet yaparak Yüce Allah'ın affına sığınması gerekirken, kendisi için Rasulullah (s.a.)'ın şefaatinin tecellisine vesile olacak bir kısım sünnetleri, nafileleri terk etmesi nasıl uygun olabilir? Hem farzları kazaya bırakmak hem de vakit namazlarını sünnetten tecrit etmek iki kat kusur olmaz mı? Fetvaya esas olan görüş budur. Bu görüş Ömer Nasuhi BİLMEN Merhuma aittir.