Kavli Maruf Ne Demek? | Peygamberimizin Eğitim Dili

PEYGAMBERİMİZ

Kavl-i maruf ne demek? Kısaca anlamı nedir?

Rabbimiz;

“Onlara güzel söz söyle!” (en-Nisâ, 5) buyuruyor. Nitekim âyette;

“...Sesini alçalt! Unutma ki seslerin en çirkini, merkeplerin sesidir.” (Lokmân, 19) buyurulmuştur.

Bunların hepsi mü’minlerin öğrenmesi gereken Kur’ân lisânıdır.

Bir mü’minin hangi makamda hangi sözü söyleyeceğini iyi bilmesi lâzım. Hazret-i Ebûbekir Efendimiz’in bununla ilgili şöyle bir nasihati vardır:

“Ne söylediğini, kime söylediğini, ne zaman söylediğini unutma.”

Çünkü ağızdan çıkan her söz ilâhî kameraya kaydediliyor. Kıyâmet günü o kayıtlardan kendimizi seyredeceğiz. Nitekim âyette şöyle buyurulur:

“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” (Kāf, 18)

Bu hakikat dolayısıyla Peygamber Efendimiz bizleri şöyle uyarır:

“Allâh’a ve âhiret gününe îmân eden kişi, ya hayır söylesin ya da sussun!” (Buhârî, Edeb, 31, 85, Rikāk, 23)

Yine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-;

“Özür dileyeceğin bir sözü söyleme!” buyurmuşlardır. (İbn-i Mâce, Zühd, 15)

Söz, kalpten çıkarsa kalbe ulaşır. Lâkin dilden çıkarsa kulağı geçemez, orada takılır, kalbe inmez.

Bir gün Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Muâz bin Cebel -radıyallâhu anh-’ın soruları üzerine ona bazı tâlimatlar verdi. Ancak bunlarla kalmayıp daha ileri gitmesini isteyerek ona daha hayırlı şeyler tavsiye etti. Bir müddet böyle devam ettikten sonra Peygamber Efendimiz fem-i saâdetlerine işaret buyurarak;

“–İnsan hep hayır konuşmalı, hayır konuşmayacaksa susmalı.” buyurdu. Muâz -radıyallâhu anh-;

“–Konuştuklarımızdan dolayı hesâba mı çekileceğiz?” diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Muâz’ın dizine vurdu ve ona şunları söyledi:

“–Allah hayrını versin Muâz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, dillerinin söylediğinden başka nedir ki?

Kim Allâh’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya faydalı söz söylesin veya sussun, zararlı söz söylemesin!

Sizler hayırlı söz söyleyerek kazançlı çıkınız; zararlı söz söylemeyerek rahat ve huzûra kavuşunuz.” (Hâkim, Müstedrek, IV, 319/7774)

Söze ne kadar dikkat edilmesi gerektiği husûsunda şu hadîs-i şerif de çok mühimdir:

“Kul, Allâh’ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allâh’ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez.

Hâlbuki Allah; o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyâmet gününe kadar o kimseden hoşnut olur.

Yine bir kul da Allâh’ın gazabını gerektiren bir söz söyler fakat o sözün kendisini Allâh’ın gazabına çarptıracağını düşünmez.

Oysa Allah, o kimseye o kötü söz sebebiyle kendisine kavuşacağı kıyâmet gününe kadar gazap eder.” (Tirmizî, Zühd, 12; İbn-i Mâce, Fiten, 12)

Velhâsıl; muallimlerimiz, muallimelerimiz, Cenâb-ı Hakk’ın bizden arzu ettiği, Kur’ân lisânını ve lisânın edebini, iyice öğrenip hazmetmeli ve onu öğrencilerine öğretme derdinde olmalıdırlar.

Kaynak: Osman Nûri TOPBAŞ, O'NUN EĞİTİM LİSÂNI, Yüzakı Yayıncılık