Kardeşlik İmtihanındayız

İSLAM

Depremi yaşamış felâketzedeler karşısında bir kardeşlik imtihanında olduğumuzu unutmayalım. Bu idrak ile üzerimize düşen vazifeler neler? Nasıl bir hassasiyet içinde olmalıyız? Osman Nuri Topbaş Hocaefendi anlatıyor...

Mü’minler birbirine zimmetlidir. Hiçbir mü’min, diğer bir kardeşi hakkında; “Ondan bana ne!” diyemez. Kardeşinin maddî ve mânevî her türlü derdi, onun da derdidir.

Cenâb-ı Hak; birbirini Allah için seven mü’min kardeşlerin, başka bir gölgenin bulunmadığı kıyâmetin o dehşetli gününde, Arş-ı Âlâ’nın gölgesinde himaye edileceklerini bildirir. (Bkz. Buhârî, Ezân, 36)

Ancak bu kardeşlik, iyi günlerdeki ve rahat zamanlardaki çay-kahve dostluğu zannedilmemelidir. Bu kardeşlik, birbirinin zor gününde, maddî-mânevî sıkıntısını bertaraf etme kardeşliğidir.

“Biz onların yerinde olabilirdik, onlar da bizim yerimizde olabilirlerdi.”

Muhtaç ve muzdarip kardeşlerimizi gördüğümüzde;

“Biz onların yerinde olabilirdik, onlar da bizim yerimizde olabilirlerdi.” diye düşünmeli, onlara yardım etmeliyiz.

Zira kendi rahatını düşünüp etrafındaki ıztıraplara duyarsız kalmak, gerçek bir müslümanın vicdan ufku olamaz.

Kaynak: osmannuritopbas.com