Kalem Suresi 51 52. Ayetler Geçen “Ve İn Yekadüllezine Keferu Le Yüzlikuneke Bi Ebsarihim” Duası ile Arapça Türkçe Okunuşu ve Anlamı

DUALAR ve ZİKİRLER

““Ve in yekadüllezine keferu le yüzlikuneke bi ebsarihim” duası ne için okunur? Kalem suresi 51 ve 52. ayetlerde geçen ““Ve in yekadüllezine keferu le yüzlikuneke bi ebsarihim” duasının Arapça Türkçe okunuşu ve anlamı...

Duâ, Allah’ın azameti ve ulviyeti karşısında kulun aczini itiraf et­mesi, muhabbet ve tazim duyguları içinde Allah’ın lütuf ve yardımını taleb etmesidir. Duâ kelimesinde, “çağırmak, seslenmek, istemek ve yardım talep etmek” mânâları olup, daha çok, “küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya vâki olan talep ve niyaz” anla­mında kullanılır. Dua etmek, ayet ve hadislerde övülmüş ve teşvik edilmiştir. Korkarak ve umarak O’na dua edin.” (A’râf, 7/56) Allah katında duadan daha şerefli bir şey yoktur. (Tirmizî, De’avât, 1; İbn Mâce, Dua, 1)

KALEM SURESİ 51 52. AYETLER GEÇEN “VE İN YEKADÜLLEZİNE KEFERU LE YÜZLİKUNEKE Bİ EBSARİHİM” DUASI İLE ARAPÇA TÜRKÇE OKUNUŞU VE ANLAMI

Okunuşu: "Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semiûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn. Ve mâ huve illâ zikrun lil âlemîn."

Anlamı: “O inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) «Hiç şüphe yok o bir delidir» derler. Oysa o (Kur’an), âlemler için ancak bir öğüttür.”

Kalem Sûresi: 51-52. Âyetlerin Tefsiri

AYETLERİN TEFSİRİ

Müşriklerin, Resûlullah (s.a.s.)’e düşmanlıkları had safhadaydı. Kur’ân-ı Kerîm’i işittikleri zaman düşmanlık duyguları iyice galeyana geliyordu. Gözleriyle neredeyse Efendimiz (s.a.s.)’i devirecekmiş gibi kin ve nefretle bakıyorlardı. Çünkü Kur’an’ın ilâhî bir kelâm olduğunu hissediyor, içlerinden hayranlık duyuyor, fakat insanları ona imandan çevirebilmek için tek çare olarak Peygamberimiz (s.a.s.)’e saldırıyor ve ona deli diyorlardı. Halbuki Kur’an bütün insanlar için ilâhî bir hatırlatmadır. Peygamber de o hatırlatmayı insanlara tebliğ eden şerefli bir elçidir.

51. âyet “göz değmesi” anlamına gelen nazarın gerçek olduğunu gösterir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Göz değmesi bir gerçektir.” (Buhârî, Tıb 36; Müslim, Tıb 41, 42)

“Eğer kaderi bir şey geçecek olsaydı, göz değmesi kaderi geçerdi.” (Müslim, Tıb 42; Tirmizî, Tıb 17)

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) şöyle anlatır:

Allah Resûlü (s.a.s.) cinlerden ve göz değmesinden Allah’a sığınırdı. Nihâyet Muavvizeteyn yani Felak ve Nâs sûreleri nâzil oldu. Ondan sonra Muavvizeteyn ile Allah’a sığınmaya başladı ve diğer duaları bıraktı. (Tirmizî, Tıb 16; İbn Mâce, Tıb 33)
Kalem sûresinde “işlerin sarpa saracağı, paçaların tutuşacağı gün” diye işaret edilen kıyâmet gününün korkunç hallerini örnekleriyle açıklayıp son derece etkili öğütler vermek; Kur’an’ın ve peygamberin doğruluğunu kesin delilleriyle ortay koymak üzere şimdi Hâkka sûresi geliyor.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, www.kuranvemeali.com