İstanbul'u Ezanla Buluşturan İlk Cami

TARİHİMİZ

İstanbul’un fethi için gelen Emevi kumandanlarından Mesleme Bin Abdülmelik tarafından 97 (715) tarihinde bugünkü Karaköy semtine yaptırılan Arap Camii, İstanbul'un ilk camisi olma özelliği taşıyor. İşte İstanbul semâlarında ilk ezanı yankılandıran Arap Camii'nin hikâyesi ve mimarisi...

Haber: Furkan Hasdemir / Fotoğraf: Abdullah Güner

ARAP CAMİİ NASIL İNŞA EDİLDİ?

Hicri 95 Senesinin Zilhicce ayında 15 Ağustos 717’de Emevi Kumandanı Mesleme Bin Abdülmelik, karadan bir ordu, denizden kuvvetli bir donanma ile Bizans’ı kuşattı. Muhasara bir yıl kadar devam etti. Bizans’ı alamadı ama Galata zaptedildi ve fethedildi. Bunun üzerine Mesleme ve İmparator Leon arasında varılan bir anlaşma sonucu Arap mescidi inşa edildi ve ibadete açıldı.

CAMİ KİLİSEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

7 yıl kadar İstanbul’da kalmış olan Arap Müslüman Ordusu ibadetini burada yaptı. Daha sonra Şam'da çıkan bir isyan üzerine Arap ordusu Şam’a gitti. Bunu fırsat bilen Dominiken Papaz ve Rahipleri burayı kilise haline soktu, şimdi minare olarak kullanılan çan kulesini de ilave etti. Latinlerin ve Cenevizlilerin San Paola Kilises, olarak isimlendirdikleri bu Hristiyan mabedi Batı Roma'ya bağlı Katolik kilisesiydi.

İSTANBUL'UN FETHİYLE YENİDEN CAMİ HALİNİ ALDI

Ancak 1453'te İstanbul’un fethinden Sonra kilise camiye çevrilerek öndeki mihrap ve minber ilave edildi ve Osmanlı kayıtlarında yine Arap Mescidi ismini aldı. Camideki en büyük değişiklik 1731'de bütün Azapkapı semtini kasıp kavuran yangından sonra Padişah 2.Mustafa’nın Eşi ve 1. Mahmud’un annesi Saliha Sultan'ın yaptırdığı büyük tamirat ve tadilat sırasında olmuştur. Ahşap mimarinin hakim olduğu genişletilmiş bina ve çatı sayesinde hünkar mahfili de ilave edilerek mescid, 'Salatin camii' haline getirildi. Saliha Sultan'ın yaptırdığı tamir sırasında Arap mimarisine uygun üst pencereler ilave edilmiş ve caminin avlusu çevrilerek sokağa açılan cümle kapısı ve şadırvanları yapıldı. Ayrıca 1868 tarihindeki camii tamiratında Adile Sultan‘da orta şadırvanı restore etti ve sarnıcı ilave etti.

AVLUDAKİ KABİR KİME AİT?

Arap Camii, 19. Yüzyılda Muhtelif tarihlerde yangınlar geçirdi ama aslı bozulmadan aynı tamiratlar yapıldı. Caminin mihrabı kıbleye yönelik öndeki kalın kilise duvarına yerleştirilmiştir. Mihrabın solundaki küçük mihrablı oda Mesleme Hazretleri'nin çilehanesidir. Avludaki kabir, bazı sadık rüyalara göre Hz.Mesleme (R.A.) nın türbesi veya makamıdır. Çünkü aynı zatın Şam’da bir türbesi  bulunmaktadır.

CAMİNİN ZEMİNİNDE MUMYALANMIŞ CESETLER BULUNDU

1913 Yılındaki onarım sırasında caminin zemininde Latin ve Cenevizlilere ait mezar taşları ve mumyalanmış iskeletler bulunmuş ve bunlar İstanbul arkeoloji müzesine nakledilmiştir.

CAMİNİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Camiyi üç kat halinde 70 pencere aydınlatır. Ahşap ve süslemeli tavan dört duvarına ve 22 ağaç sütun üzerine oturtulmuştur. 8 mermer sütuna oturan barok üsulünde bir mahfili vardır. Kürsü ise Azapkapı'daki Sokullu Mehmet Paşa Camii'nden getirilmiştir. Mihrabı ve Minberi mermerden yapılan Arap Camii’nin duvarları kesme taş ve tuğla karışımıdır. Ahşap çatısı kremit örtülüdür. Camii dikdörtgen şeklindedir. Batı kısmında küçük bir mescid kadar son cemaat mahfili 1913 yılında ilave edilmiştir. Çan kuleliğinden minareye çevrilen ve 102 merdivenle çıkılan dikdörtgen şeklindeki minarenin altından cami avlusuna girilen tonoz halinde bir geçit vardır. Camiinin iç tarafında kıbleye göre sağ duvarına raptedilen mermer kitabeye, tarihçe olarak yer verilmektedir.

Kaynak: İslamveihsan