İslâmiyet İçin Canını Ortaya Koyan Sahabe

TARİHİMİZ

Suheyb-i Rûmî -radıyallahu anh-, havass-ı ashâb-ı Rasûlullah’dan, Suheyb bin Sinan bin Mâlik en-Nemrî hazretleridir ki “Suheyb ne iyi bir kuldur” diye Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimizin övgüsüne mazhar olmuşdur.

Hadis-i şerifde:

“İslâm’da önde bulunanlar dörtdür. Ben Arabın, Suheyb Rûm’un, Selmân Faris’in, Bilâl de Habeş’in önde bulunanıdır” buyurmakla şân-ı âlîsi pek yüceleşmişdir.

Hafız-ı Şirâzı nazmında der ki:

“Basra’dan Hasan, Habeş’den Bilâl, Şam’dan Suheyb zuhur ederken, Mekke’den Ebû Cehil gibi bir adamın zuhur etmesi ne kadar acaibdir.”

Suheyb-i Rûmî -radıyallahu anh- Nemr İbn-i Kasıt kabilesinden Arabiyyu’l-asıl ise de, Rum içinde neş’et etmiş olmalarından (bulunmalarından) lisanları Rumca’ya çalardı. Radıyallahu anh.

İnsanlar arasında Allah’ın rızasını kazanmak için canını verenler vardır. Allah kullarına karşı şefkatlidir.” (Bakara, 207)

Ayet-i kerimesi Suheyb-i Rûmî hakkında nazil olmuşdur.

Suheyb -radıyallahu anh-, Mekke’den Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimizin yanına Medine ’ye hicret etmek istedi.

Kureyş müşriklerinden bir cemaat peşine düşdüler, beraberinde olan arkadaşlarını öldürdüler. Suheyb’in yanında bir torba dolusu ok vardı. Aynı zamanda atdığını isabet etdiren bir insandı.

Kureyşîlere dedi ki:

– “Ey Kureyşîler! Siz iyi bilirsiniz ki, ben sizden daha iyi bir atıcıyım. Yemin ederim ki ben okumu atınca, insanın kalbine saplarım. Yine yemin ederim ki, benim torbamdaki bütün okları atmadıkça siz bana yaklaşamazsınız. Oklarım bitince de kılıcımla vururum. Sonra siz istediğinizi yapınız. Benim sizin aranızda olmam kat’iyyen size faide vermez. Ben ihtiyar bir insanım. Benim malım Mekke’de evimdedir. Siz oraya dönün malımı alın. Beni İslâmiyetle başbaşa bırakın” dedi.

Onlar da bırakdılar. Süheyb Medine yolunu doğruladı. Medine’ye vâsıl olunca Ebû Bekir -radıyallahu anhhazretleri ile karşılaşdı. Ebû Bekir Suheyb’e:

– “Ya Suheyb alış-verişin kazançlı oldu” buyurdu.

Suheyb:

– Ne var ya Ebâ Bekir? diye sorunca Ebû Bekir hazretleri onun hakkında nazil olan ayet-i kerimeyi haber verdiği zaman, Suheyb çok sevinç duydu.

Kaynak: Sâdık DÂNÂ, İslâm Kahramanları, Erkam Yayınları, 2011, İstanbul