İslam'da Vefanın Önemi

İSLAM

İnsan insanlığa, kendine ve topluma vefalı olmalıdır. Unutulmaya yüz tutan en büyük değerlerimizden olan veda sadece sokak ismi olarak kalmasın. Vefalı olalım yaratılana ve yaratana...

Vefâkârlık; peygamberlere, velîlere ve fazîlet sahibi kimselere ait zirve bir vasıf olarak, beşerî hayatı en yüce bir seviyede taçlandıran mânevî bir haslettir.

Bu ulvî his, sevilen veya sevilmesi gereken kimselere verilen kıymetin bir ölçüsüdür.

Vefâ duygusuna sahip olmayan kimseler; sadece kendini, zevkini ve menfaatini düşünen bencil ve nâdan kimselerdir.

Vefâ, lügavî olarak borcu ödemeyi ve bir sözü yerine getirmeyi ifade eder. Vefânın en zarûrî kısmı budur. Âyet-i kerîmelerde buyurulur:

“…Verdiğiniz sözü yerine getirin! Çünkü verilen söz mes’ûliyeti îcâb ettirir.” (el-İsrâ, 34)

“Onlar emânetlerine ve ahitlerine riâyet ederler.” (el-Mü’minûn, 8)

Vefâ en yüce hasletlerden biri olunca, Allah Teâlâ en yüce peygamberlerini de vefâ ile metheder. İbrahim -aleyhisselâm-’ı;

“Çok vefâkâr olan (ahdine vefâ gösteren) İbrahim…” (en-Necm, 37) ifadeleriyle takdir ve tekrîm buyurmuştur.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Eylül  Sayı: 151