İslam’da Takva Kavramı Ne Demektir?

SORULARLA İSLAM

Takva kavramı ne demektir? Dinimizde takvanın önemi...

Takvâ; nefsânî arzuları köreltmek, rûhânî istîdatları inkişâf ettirmektir. Kur’ân ve Sünnet’i hayâtın her safhasına intikal ettirebilmektir. Dînin hükümlerini muhabbet, gayret, fedâkârlık ve vecd içinde îfâ edebilmektir. İç âlemi terbiye edip, ibâdet ve muâmelâtın zevkine varabilmektir. Kulun Rabbiyle kalben buluşması, şefkat ve merhamet gibi cemâlî sıfatların kalpte tecellî etmesidir. Yine kulun tevbede dil ve kalbinin müşterekliği, yâni Rabbine karşı samîmî olmasıdır. Mâsıyetten nefret etmektir. Affetmenin, tabiat-ı asliye hâline gelmesidir. Affede affede ilâhî affa lâyık hâle gelebilme şuuruna ermektir.

DİNİMİZDE TAKVANIN ÖNEMİ

O hâlde Hak katında kıymet ve izzet bulmak, bütün bu güzellikleri yaşamakla, yâni takvâ sahibi olmakla mümkündür.

Ayet-i kerîmede:

“…Allah katında en değerli olanınız, en çok takvâ sahibi olanınızdır…” (el-Hucurât, 13) buyrulmuştur.

Nitekim Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde:

“Sen ne kırmızı (tenli)den ne de siyah (tenli)den daha hayırlı değilsin! Onlardan ancak takvâ ile üstün olabilirsin!” (Ahmed, V, 158) buyurarak Hak katındaki yegâne kıymet ölçüsünün, “takvâ” olduğunu ifâde etmişlerdir.

Diğer bâzı hadîs-i şerîflerde de şöyle buyrulmuştur:

“Allah Teâlâ bana mal biriktirmem ve ticâret erbâbından olmam için vahiy indirmedi! Ancak bana; «Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbîh et ve secde edenlerden ol! Ve Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibâdet et!»[1] diye vahyetti.” (Ebû Nuaym, Hilye, II, 131; Aynî, Umdetü’l-Kârî, XIX, 14)

“Namaza kalktığında, dünyâya vedâ eden bir kimse gibi namaz kıl! Özür dilemen gereken bir sözü söyleme! İnsanların elinde bulunan şeylerden de ümîdini kes!” (İbn-i Mâce, Zühd, 15; Ahmed, V, 412)

“–İnsanların en hayırlısı kimdir?” diye so­rulunca Efendimiz:

“–Allah yolunda malı ve canı ile cihâd eden kişi, bir de vâdilerden birine (tenhâ bir yere) çekilerek Rabbine ibâdet eden ve insanları şerrinden emîn kılan (yâni insanlara zararı değil, faydası dokunan) kişidir.” buyurdular. (Buhârî, Rikâk, 34; Ebû Dâvûd, Cihâd, 5/2485)

Âlimler, hadîs-i şerîfin ikinci kısmında, fit­ne ve harp zamanlarının veya insanlarla iyi geçinemeyen kimselerin kastedildiğini bildirirler.

[1] el-Hicr, 98-99.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Rahmet Peygamberi, Erkam Yayınları