İslam'da Kölelik Var mı?

İSLAM

İslam’da kölelik var mıdır? İslam köleliği kaldırdı mı? Kölelik müessesesini kaldırmak için çok büyük gayretler sarf eden Hz. Ömer’in (r.a.) kölelikle mücadelesi...

İslâm, 23 senelik bir zaman zarfında insanları mükemmel bir medeniyet ufkuna taşımıştır. İslâm’da en büyük hürriyet, kulun Rabbine köle olmasıdır. En kötü kölelik de, kullara kul olmaktır.

İSLAM KÖLELİĞİ KALDIRDI MI?

Büreyde -radıyallâhu anh- anlatıyor:

Birgün Hazret-i Ömer’in yanında oturuyordum. Bir feryâd işittik. Ömer -radıyallâhu anh- hizmetçisi Yerfe’ye:

“–Bak bakalım, bu ses nedir?” dedi. Yerfe hâdiseyi öğrenip geldiğinde:

“–Kureyşli bir kız çocuğu, annesi satılıyor diye ağlıyor.” dedi. Hazret-i Ömer:

“–Muhâcirleri ve Ensâr’ı bana çağır!” dedi. Kısa bir süre sonra evin içi ve dışı doldu. Ömer -radıyallâhu anh- Allâh’a hamd ü senâda bulunduktan sonra:

“–Hz. Muhammed’in (s.a.v.) getirdiği dînde akrabâlık bağlarını kesmek var mı?” diye sordu.

“–Hayır.” dediler.

“–Fakat bugün bu aranızda yaygınlaşmış durumda!” dedi ve; “Demek siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve akrabâlık bağlarınızı koparacaksınız öyle mi?” (Muhammed, 22) âyetini okudu. Daha sonra şunları söyledi:

“–Gözlerinizin önünde bir kızcağızın annesinin satılmasından daha çok akrabâlık bağlarını parçalayan bir şey var mı? Kaldı ki buna ihtiyâcınız da yok. Allah size lutuflarda bulundu, dünyâlık verdi.” dedi. Bunun üzerine ashâb-ı kirâm:

“–Öyleyse bu hususta uygun gördüğün şeyi yap!” dediler.

Hazret-i Ömer de her tarafa, hür bir kimsenin annesinin satılmamasını, zira bunun akrabâlık münâsebetlerini kesmek demek olduğunu, akrabâlık bağlarını kesmenin ise dînimizde helâl olmadığını bildiren emirnâmeler gönderdi. (Hâkim, II, 497/3708)

Burada şunu hatırlatmada fayda mülâhaza ediyoruz:

İslâm’ın köleliği muhâfaza edip devâmını sağladığı şeklindeki bir düşünce son derece yanlış ve hatâlıdır. İslâm, köleliği ibkâ etmemiş, aksine mevcut olan bu uygulamayı tedrîcen kaldırmıştır. Ancak İslâm, kölelik müessesesini ictimâî bir karışıklığa meydan vermeden gönüllü olarak ortadan kaldıracak bir yol açmıştır. Zîrâ o zamanlar kölelik bir harp hukûku idi ve birden kaldırılması imkânsızdı. İslâm’ın bu güzel metodu tatbik edilmeye başlanınca, bir köleye sâhip olmak külfet hâline gelmiş, asırlarca mevcut olan ve toplumda iyice yerleşmiş bulunan bu müessese, hiçbir zorlama olmadan, gönüllü olarak ortadan kalkmaya başlamıştır.

İslâm, 23 senelik bir zaman zarfında insanları mükemmel bir medeniyet ufkuna taşımıştır. İslâm’da en büyük hürriyet, kulun Rabbine köle olmasıdır. En kötü kölelik de, kullara kul olmaktır.

Burada bilhassa Hazret-i Ömer’in -radıyallâhu anh- köleliğe karşı verdiği şiddetli mücâdele dikkat çekicidir. O, kölelik müessesesini kaldırmak için çok büyük gayretler sarf etmiş ve birtakım tedbirler almıştır. Üstün gayretleri neticesinde, Arabistan’da köleliği tamamen kaldırmaya muvaffak olmuştur.

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- hilâfete gelir gelmez, muhârebelerde ele geçirilen erkek ve kadın Arap esirleri tamamen serbest bırakmıştır. Eskiden bu gibi esirler köle ve câriye muâmelesi görürdü.

Yine Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- Mısır ve Irak gibi memleketlerde hiç kimsenin esir ve köle muâmelesi görmesine müsâade etmemiştir. Bu hususta yapılan ısrarları da dikkate almamıştır. Bir defâsında İslâm askerleri tarafından Mısır’dan getirilen köleleri serbest bırakarak tekrar memleketlerine göndermişti.

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- memurlarının, hastalanan köleleri ziyâret etmediklerini haber aldığında onları vazifeden azlederdi.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları