İslam Kardeşliğinin Muhteşem İnceliği

HAYATIMIZ

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, haftalık gündem yazılarında İslam kardeşliği hakkındaki îkazlarına devam ediyor.

İslâm kardeşliği, nesep kardeşliğinden ileridir. İnsanın, günaha sürüklenen akrabâsını silip atması câiz olmadığı gibi, kardeşlik edindiği bir kimseyi de hatâ ve günahları sebebiyle tamamen dışlaması uygun olmaz. Doğru olan; düşeni elinden tutup kaldırmaktır.

Bunun içindir ki Allah Teâlâ, Peygamber Efendimiz’e akrabâları hakkında:

“Eğer Sana isyân ederlerse; «Ben sizin amelinizden berîyim!» de.” (eş-Şuarâ, 216) buyurmuştur. Dikkat edilirse Cenâb-ı Hak; “Sizin yaptığınızdan berîyim.” demesini emretmiştir, “Sizden berîyim.” demesini değil!.. Yani günaha duyulan nefreti, günahkâra taşırmamak îcâb eder. Bilâkis günahkârı, âdeta yaralı bir kuş gibi, şefkatle tedâviye muhtaç olarak görmek gerekir.

DİN KARDEŞİMİZİ NASIL ÎKAZ ETMELİYİZ?

Mü’min, din kardeşinin huzûrunda veya gıyâbında, onun hoşlanmayacağı sözleri söylemekten kaçınmalıdır. Ancak emr bi’l-mârûf ve nehy ani’l-münker husûsunda, sükûta müsâade yoktur. Yani gerektiğinde din kardeşini îkâz için münâsip bir lisanla, tenhâda, gözlerden uzak olarak, baş başa nasihatte bulunmak zarûrîdir. Böyle bir durumda onun hoşlanıp hoşlanmadığına bakılmaz. Zira bu îkazlar, her ne kadar görünüşte ağırına giderse de, gerçekte onun için büyük bir iyiliktir.

UYARILARILARIMIZ FAYDALI OLMUYORSA...

Hak dostlarından Abdullah bin Mübârek Hazretleri, kötü huylu bir kimseyle yolculuk yapmıştı. Seyahatleri sona erip ayrıldıklarında, Hazret içli içli ağlamaya başladı. Bu hâle şaşıran dostları, niçin ağladığını sordular. O ince ruhlu Hak dostu, derin bir iç çekti ve nemli gözlerle:

“–O kadar yolculuğa rağmen beraberimde bulunan arkadaşımın kötü hâllerini düzeltemedim. O bîçârenin ahlâkını güzelleştiremedim. Düşünüyorum ki; acabâ benim bir noksanlığımdan ötürü mü ona faydalı olamadım? Şâyet o, benim hatâ ve kusurlarımdan dolayı istikâmete gelmediyse, yarın (hesap gününde) hâlim nice olur!..” dedi ve boğazında düğümlenen hıçkırıklarla ağlamaya devam etti.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, HAK DOSTLARININ ÖRNEK AHLÂKINDAN, Erkam Yayınları.