İslam Fedakârlık Dinidir!

TARİHİMİZ

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, bugünkü yazısında İslam'ın bir fedâkârlık dini olduğunu belirterek tarih sahnesinde kazanılan zaferlerin Allah için yapılan fedâkârlıklar neticesi ile olduğuna işaret ediyor. Zira Çanakkale savaşı bunun en muhteşem örneğidir.

İslâm, fedakârlık dînidir. Âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak:

“Allah müʼminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine (verilecek) Cennet karşılığında satın almıştır…” (et-Tevbe, 111) buyurmaktadır.

Bu yüce dînin bugünlere ulaşması; hep candan, maldan ve her türlü imkândan Allah için yapılan fedakârlıklarla, ferdî rahatlıktan gösterilen ferâgatlerle olmuştur. Bugün bizler de Allah için yapılacak fedakârlık imtihanlarıyla karşı karşıya bulunmaktayız.

Öyle ki “Îlâ-yı kelimetullah” dâvâsının samimî bir hizmetkârı olan, Kosova fâtihi ve şehîdi 1. Murad Han, harp meydanında:

“Yâ Rabbi! Bu müʼmin askerleri küffâr elinde mağlûp edip helâk eyleme! Onlara öyle bir zafer lûtfet ki bütün müslümanlar bayram etsin! Dilersen o bayramın kurbanı da, şu Murad kulun olsun!” niyâzında bulunuyordu.

BİZLER DE FEDAKÂRLIKTA BULUNMALIYIZ!

Peygamber Efendimizʼin “ne güzel kumandan” iltifatına mazhar olan Fatih Sultan Mehmedʼin o îmanlı ordusu da, Rum ateşleri altında İstanbul surlarına tırmanırken, âdeta ölüme değil düğüne gidercesine büyük bir îman vecdi içinde; “Bugün şehîd olma sırası bize geldi!..” diyor, çağ kapatıp çağ açan bir fedakârlık destanı yazıyordu.

Dînimizin, vatanımızın ve müslümanların bugünlere ulaşması; şehîdlerin, gâzilerin, fâtihlerin, takvâ ehli âlim ve ârif zâtların ve ihlâslı müʼminlerin fedakâr ve samimî gayretlerine Cenâb-ı Hakkʼın lûtfettiği bereketin bir neticesidir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2015 – Ocak, Sayı: 347, Sayfa: 032