İşçi Ücreti Talimatnamesi; "yediğinizden Yedirin"

İş Hayatımız

"Yediğinizden yedirin, içtiğinizden içirin" hadisi, ücret tayininde de bir kıstas olarak düşünülebilir mi?

Altınoluk: Efendim, yediğinizden yedirin, içtiğinizden içirin tavsiyesi, ücret tayininde de bir kıstas olarak düşünülebilir mi?

Osman Nûri Topbaş: Bu nebevî tâlimat, günümüz şartlarına adapte edilebilir. Asr-ı saâdette kölelere, ihtiyaten, hak ettiklerinden fazlası verilmiş ve onların âzâd edilmesine vesîle olsun diye, böyle bir şart konulmuştur. Öyle ki, köle sahibi olmak bir külfet hâline gelmiş, onları âzâd etmek daha kolay bir yol olarak görülmüştür.

Ayrıca aradaki sınıf farkını kaldırmak için de köleleri hür olanlarla evlendirme teşebbüsleri olmuştur. Hattâ birçok gayr-i müslim köle, İslâmʼın bu nezâket, zarâfet ve inceliği karşısında hidâyetle şereflenmiştir.

Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Allah bu ümmete, zayıfların duâsı, namazları ve ihlâsları sebebiyle yardım eder.” (Nesâî, Cihâd, 43)

EN İYİ YEMEKLER KÖLEYE

Güzîde sahâbîlerden Mus’ab bin Umeyr’in müşrik kardeşi Ebû Aziz, Bedir’de esir olmuştu. Bütün esirler gibi o da bir eve verildi. Fakir bir evdi.

Evin çocuklarına, -esâretten kurtuluş fidyesi olarak- okuma yazma öğretecekti. O ev halkı, temini zor olan yiyecekleri, çocuklarına okuma yazma öğreten esire verir, kendileri ise hurma ve su ile idare ederlerdi. Ebû Aziz, “O aile sadece su ve hurma yerken bana ise buldukları en iyi yiyecekleri verdiklerinden dolayı ben utanırdım.” diyor. Onlara dedim ki, diyor:

“‒Böyle yapmayın. Ben de sizin gibi hurma yiyip su içeyim, bu getirdiğiniz lezzetli yiyecekleri çocuklarınıza verin.” Onlar ise:

“‒Olmaz, Allah Rasûlü bize böyle emretti.” derlerdi.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Müslümanın Para ile İmtihanı, Erkam Yayınları