İnsanın Yaratılış Sebebi

Allah`a İman

İnsanın yaratılış amacı nedir? Ayetlerin ışığında insanın yaratılış sebepleri ve hikmetleri.

Yeri ve gökleri yoktan var eden Allah Teâlâ canlı veya cansız hiç bir varlığı boş yere yaratmamıştır. Evrende her varlığın bir yeri ve değeri vardır. Câmit (cansız) varlıkların, bitkilerin ve hayvanlar aleminin yaratılışında görülen, akla durgunluk veren hareket, çekme, itme ve denge kanunları, yerde ve gökte bulunan her şeyin insanın hizmetine sunulması, yaratılış hikmetlerini gösteren bazı belirtilerdir.

İNSANIN YARATILIŞ HİKMETİ

Bazı câmit varlıklar, bitki ve hayvanlar önce birbirlerine, gelişme, üreme ve varlığını sürdürme için destek, gıda ve yem teşkil ederler. Yararlanılabilir bir hale gelince de insan bedeni için gıda ve rızık olurlar. İnsanın rızkı, ömür boyu yiyip tükettiği, giyip eskittiği şeylerdir. Bu duruma göre, dünya ve çevresindeki maddî varlıklar, insanın hizmetine sunulmuş araç varlıklardır. Amaç insandır.[1]

Diğer varlıklarda durum böyle olunca, insan varlığının çok daha üstün amaçlar için yaratılmış olması gerekir. Kur’an-ı Kerim’de, insan ve cinlerin, Allah’a kulluk etmeleri için yaratıldığı belirtilir.[2] İnsanoğlu yeryüzüne belli bir süre imtihana tabi tutulmak üzere gelmiştir. Bu da, hak bir peygambere ve kendi devrinde geçerli olan semâvî bir dine uymayı gerektirir. Bu, son ümmet için İslâm’dan ibarettir.

Yüce Allah, insanın dilemesi yönünde hayrı da şerri de yaratır. Fakat o, hayırdan razı, şerden ise razı değildir. Bu yaratma ve insana verilen tercih etme gücü imtihanın bir gereğidir. Çünkü iradenin zorlanması halinde sorumluluktan söz edilemez. “Dinde zorlama yoktur. Artık imanla küfür apaçık ortaya çıkmıştır. Bundan sonra kim şeytanı tanımayıp da Allah’a iman ederse o, şüphesiz ki, kopması mümkün olmayan en sağlam bir kulpa yapışmıştır.” [3] mealindeki ayet-i kerime bu tercihin insanın serbest iradesiyle yapılması gerektiğine işaret eder.

Bununla birlikte bazı insanlar; insanın yemek, yatmak, cinsel ilişkide bulunmak ve zevk sürmek için yaratılmış olduğunu düşünür. Bütün ömürlerini böyle bir hayat anlayışı içinde geçirmiş olabilir. Kimileri de, başka insanları egemenliği altına almak için yaratıldığını kabul eder. Her iki düşünce tarzı da materyalist bir anlayışın ürünüdür. Çünkü yemek ve içmek, hayatı sürdürmek; cinsel temasta bulunmak ise şehveti gidermek ve üremeyi sağlamak içindir. Bu hayvanlar aleminde de vardır. Bir devenin yemesi, insanın yemesinden daha fazladır. Serçenin çiftleşmesi insanınkinden daha çoktur. Bu durumda insan onlardan nasıl daha üstün olur? Ülkeleri, beldeleri istila etmek öfke ile olur. Bu haslet yırtıcı hayvanlara daha güçlü olarak verilmiştir. Sonuç olarak insanda, hayvanlarda olan özellikler vardır. Buna ek olarak ona, yüce Allah tarafından bir olgunluk derecesi daha verilmiştir. Bu da akıl olup, onunla Allah Teâlâ’yı tanır ve onun yaratıklarını anlar. Böylece, nefis terbiyesi sonucunda, diğer hayvanlarla ortak olan hasletleri eğitir, akıl sayesinde yeryüzünde olanların hepsi onun emrine girer. Ayet-i kerime’de şöyle buyurulur: “Allah Teâlâ, göklerde ve yerde olanları sizin emrinize verdi.” [4]

İnsanın dünyada bulunma nedeni şu âyette açık olarak belirtilir: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek için ölümü de, hayatı da yaratandır.” [5]

Dipnotlar:

[1] bk. Al-i İmrân, 3/191; Haşr, 59/24; İsrâ, 17/44

[2] Zâriyât, 51/56

[3] Bakara, 2/256

[4] Câsiye 45/13

[5] Mülk, 67/2

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları