İnanç Baki Oldukça O Bayrak İnmeyecek

TARİHİMİZ

İstanbul’un işgal yıllarında bir Anadolu kadınını içli içli ağlatan hadise...

İstanbul’un ecnebî işgali altına düştüğü günlerdeydi. Harbiyenin cadde tarafındaki balkonundan İngiliz askerleri, Mehmetçikleri süngü ve dipçiklerle uzaklaştırarak Osmanlı bayrağını indirip yerine İngiliz bayrağını çekiyorlardı.

Bu esnâda karşı kaldırımda işçi kılıklı bir Anadolu kadını da içli içli ağlamaktaydı. Oradan geçmekte olan Müftüoğlu Ahmet Hikmet Bey, kadının bu hâlini görünce, onu tesellî etmek istedi:

“–Ağlama hemşire! Bu vatanın evlâtları bir gün yetişir, o bayrağı oradan indirir, yine bizimkini çekerler.” dedi.

İSLÂM KIYÂMETE KADAR BAKÎ KALACAK

Kadın, Müftüoğlu Ahmet Hikmet Bey’e yaralı bir aslan gibi baktı ve ağlamaklı, titrek sesiyle şöyle dedi:

“–A oğul! Ben onun için mi ağlıyorum sandın? Elbette bir gün evlâtlarımız yetişir, o İngiliz bayrağını oradan indirir, bizimkini yerine çekerler. Bu mühim bir mesele değil. Sen biraz evvel dövülmüş ve elinden silâhı alınmış Mehmetçiklerin önümüzden geçerken:

«–Eyvah! Müslümanlık bitti! Dîn-i Muhammedî bitti!» diye feryâd ettiklerini duymadın mı?

İşte ben o evlâtların ümitlerini yitirmiş olarak böyle söylemelerine ağlıyorum. Bir Müslüman evlâdı, bu dînin kıyâmete kadar bâkî olduğunu bilmez mi? Bu nasıl sözdür? Bu inanç kaybedilirse, o bayrağın değiştirilmesi güçleşir. Bu inanç bâkî kaldıkça, o bayrağı indirmek bir hiçtir.”

İşte bu halk… Hem de yıkılış zamanındaki halk… Böyle misâller sonsuzdur.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları