İmanı Aşkla Yaşamak

Allah`a İman

Îmânı aşkla yaşayan kahramanlardan biri de Vehb bin Kebşe’dir. Bu mübârek sahâbînin türbesi Çin’dedir.

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“İnsanlardan öyleleri de vardır ki, Allâh’ın rızâsını kazanmak için kendini ve malını fedâ eder. Allâh da kullarına karşı şefkatlidir.” (Bakara, 207)

Resûlullah (s.a.v.) buyurdular:

“Allah’ı rab, İslâm’ı din, Muhammed’i peygamber olarak benimseyip onlardan râzı olan kimse imânın tadını tatmıştır.” (Müslim, İmân 56)

ÇİN’DE TEBLİĞ

Îmânı aşkla yaşayan kahramanlardan biri de Vehb bin Kebşe’dir. Bu mübârek sahâbînin türbesi Çin’dedir. Peygamber Efendimiz (sav) onu, Çin’de tebliğ hizmetinde bulunmak üzere vazîfelendirmişti. Hâlbuki o zamanın şartlarında Çin, Medîne-i Münevvere’den bir senelik mesâfede idi. Bu sahâbî oraya kadar gidip uzun bir müddet tebliğde bulunduktan sonra gönlünü kavuran Resûlullâh hasretini bir nebze olsun dindirebilmek ümîdiyle Medîne yollarına düştü. Bir yıl süren çileli bir yolculuğun ardından nurlu Medîne’ye vâsıl oldu. Fakat ne yazık ki Hazret-i Peygamber vefât etmiş olduğu için O’nu göremedi. Hasreti bir kat daha artmış olarak, Allâh Resûlü’nün kendisine emrettiği hizmetin kudsiyetinin idrâki içinde tekrar Çin’e döndü ve bu hizmetteyken rûhunu teslîm etti.

Vehb bin Kebşe (r.a.), böylece Allâh Resûlü’nün Çin’deki ilk temsilcisi olma şerefine nâil oldu. Fânî cesedi Çin’de, rûh-i câvidânîsi ise Medîne-i Münevvere’nin rûhâniyet-i Resûlullâh ile dolu münevver iklîminde kaldı.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yayınları