İhramın Farzları Nelerdir?

İSLAM

Hanefi mezhebine göre ihramın iki farzı vardır: Niyet etmek ve telbiye getirmek.

NİYET ETMEK

İhrama niyet etmek, yapılmak istenen ibadetin umre veya hac, ya da hem umre hem hac olduğunun kalben belirlenmesi demektir. Bu belirlemenin dil ile ifade edilmesi müstehaptır.

İhrama giren kimse eğer yalnız hac yapmak istiyorsa,

 اللهم اني اريد الحج فيسره لي و تقبله مني

Allah’ım! Haccetmek istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul buyur;” Eğer yalnız umre yapmak istiyorsa,

 اللهم اني اريدالعمرة  فيسرها لي و تقبلها مني

Allah’ım! Umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul buyur;” Hem hac, hem umre yapmak istiyorsa,

 اللهم اني اريد الحج و العمرة  فيسرهما لي و تقبلهما مني

Allah’ım! Hac ve umre yapmak istiyorum. Onları bana kolaylaştır ve kabul buyur;” Diye niyet eder ve aşağıda anlatıldığı şekilde telbiye getirir.

TELBİYE NEDİR?

Sözlükte emre icabet etmek anlamına gelen “telbiye”, bir hac terimi olarak “Lebbeyk” diye başlayan şu cümleleri söylemektir:

لبيك اللهم لبيك لبيك لا شريك لك لبيك ان الحمد والنعمة لك والملك لا شريك لك

Buyur Allah’ım buyur! Buyur, senin hiçbir ortağın yoktur. Buyur, şüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve hükümranlık sana mahsustur. Senin ortağın yoktur ” Peygamberimiz (s.a.s.) böyle telbiye getirmiştir.(Ebû Dâvûd, Menâsik, 27; II, 404. Tirmizî, Hac, 13. III; 187.)

Telbiye, Allah’ı şanına yakışır şekilde öven ve yücelten kişinin, O’na teslimiyetini ifade eden sözlerden oluşmakta dır. Telbiye dil ile söylenmelidir. Kalpten geçirilmesi yeterli değildir.

Ey Allah’ın Elçisi! Hac nedir?” Şeklinde yöneltilen bir soruya Peygamberimiz (s.a.s.), “Hac telbiye getirmek ve kurban kesmektir” cevabını vermiştir.(İbn Mâce, Menasik, 6. II, 997.) Telbiyenin yüksek sesle getirilmesi sünnettir. Peygamberimiz (s.a.s.);

اتاني جبريل ان امر اصحابي ان يرفعوا اصواتهم بالاهلال والتلبية

Cebrail bana geldi ve ashabıma tehlil ve telbiyeyi yüksek sesle söylemelerini emretmemi bildirdi” buyurmuştur.(Tirmizî, Hac, 15. III, 192.) Niyet ve telbiye getiren kimse ihrama girmiş ve ihram yasakları başlamış olur.(Şirbînî, II, 233.)

Telbiye; Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre, ihramın sünneti; Mâlikî mezhebine göre vacibidir. Dolayısıyla bir kimse hacca veya umreye niyet etse fakat telbiye getirmese ihrama girmiş sayılır.(Başnefer, 83.)

Bir kimse; hangi çeşit hac yapacağını belirlemeden “Allah için ihrama girdim” gibi genel bir ifade kullansa yine ihrama girmiş olur.

- Böyle bir kimse tavafa başlamadan önce hangi çeşit hac yapacağını belirlerse niyetine göre hareket eder.

- Hangi çeşit hac yapacağını belirlemeden tavafa başlarsa umre yapmış olur. Tavafa başlamış olmak için en az bir şavtın tamamlanması gerekir. Henüz ilk şavtı tamamlamadan terk ederse tavafa başlamış sayılmaz.

- İhrama girdikten sonra tavaf yapmadan doğrudan Arafa’ta gidip vakfe yaparsa ifrad haccı yapmış olur.(Kâsânî, II, 163.)

- Bir kimse; hangi çeşit hac yapacağını belirlemeden “Allah için ihrama girdim” gibi genel bir ifade kullansa ihramı geçerli olur. Bu kimse tavafa başlamadan niyetini umre, ifrad veya kıran şeklinde belirleyebilir. Niyeti belirlemeden tavafa başlar ve en az bir şavt yaparsa niyeti artık umre için geçerli olur. Niyetini belirlemeden ve tavaf da yapmadan doğrudan Arafat’a çıkar ve vakfe yaparsa hac için ihrama girmiş olur.(Abdülganî el-Mekkî, s. 119.)

Şavt Nedir?

Sözlükte "tur, bir turluk koşu, işin bir kısmı, gaye, mesafe" gibi anlamlara gelen şavt, dini bir kavram olarak, tavafta Hacer-i Esved'den başlayıp Hatimin dışından Kabe'nin etrafında bir defa dolaşmayı; sa'yde ise, Safa ile Merve arasındaki her bir gidiş ve gelişi ifade eder. Bir tavaf yedi şavttan oluşmaktadır. Hacer-i Esved'den başlayıp yedi defa Kabe'nin etrafında dönmek bir tavaf, her bir dönüş de bir şavttır. Sa'yde Safa ile Merve arasındaki her bir gidiş ve geliş birer şavttır. Sa'y yedi şavttan oluşmaktadır.

Şâfiî mezhebine göre hac ve umre ile ilgili menâsikten her hangi birine, meselâ tavafa başlamadan önce niyetteki belirsizliğin giderilmesi ve hangi maksatla ihrama girildiğinin belirlenmesi gerekir. Aksi halde hac veya umre yapılmış sayılmaz. Çünkü ibadetlerde niyet şarttır.

KAYNAK: Diyanet Hac İlmihali, DİB Yayınları, 2013, Ankara