Hz. İbrahim'in Serveti İle İmtihanı

TARİHİMİZ

İbrâhîm -aleyhisselâm- ateşe atılarak nefsinden, kurban emri ile de evlâdından imtihan görmüş, tevekkül ve teslîmiyeti, O’na her iki imtihanı da kazandırmıştı. Sıra servetten imtihana geldi.

Bir rivâyete göre İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın 12.000 hayvandan oluşan sürüleri vardı. Bu sürüleri koruyan pek çok da muhâfız köpeği vardı. Dünyâya râm olanları tahkîr için köpeklerin boyunlarına altından tasma taktırırdı.

Cebrâîl -aleyhisselâm-, insan kılığında geldi: “–Bu sürüler kimin?” diye sordu.

İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Rabbimin. Ben de emânetçisiyim!” dedi.

Cebrâîl -aleyhisselâm-: “–Bana satar mısın?” dedi.

İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Rabbimi bir kere zikret üçte birini, üç kere zikret; tamamını vereyim!

Cebrâîl -aleyhisselâm-:

سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّنَا وَرَبُّ الْمَلئِكَةِ وَالرُّوحِ

dedi.

 İbrâhîm -aleyhisselâm-: “–Al, hepsi senin, al, götür!” dedi.

Cebrâîl -aleyhisselâm-:“–Ben meleğim, alamam!” dedi.

Bunun üzerine İbrâhîm -aleyhisselâm-:“–Sen meleksen, ben de “Halîl”im. Verdiğimi geri alamam!” dedi.

Nihâyet İbrâhîm -aleyhisselâm- sürüleri sattı. Geniş bir arâzî aldı. Onu müslümanların istifâdesi için vakfetti. Böylece vakıf,  İbrâhîm -aleyhisselâm- ile başlamış oldu.

Allâh’ın Halîl’i olan İbrâhîm -aleyhisselâm-, Allâh için bütün servetini bir anda fedâ ederek malından da imtihan vermiş, “gerçek dost” (Halîl) olduğunu ispat etmişti. İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın bu husûsiyeti âyet-i kerîmede şöyle beyân edilmiştir:

“Bir zaman Rabbi, İbrâhîm’i bir takım kelimelerle (emir ve yasaklarla) imtihan etmiş, İbrâhîm de onları tamâmen yerine getirmişti…” (el-Bakara, 124)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları