Hz. Harun (a.s.) ile İlgili Ayetler

KUR’ÂNIMIZ

Hz. Harun (a.s.) kimdir? Hz. Harun (a.s.) hangi ayetlerde geçiyor? Harun aleyhisselam ile ilgili ayetler...

Hz. Harun (a.s.), Hz. Mûsâ’nın (a.s.) kardeşi, onun yardımcısı olarak İsrâiloğulları’na gönderilen peygamberdir.

Hz. Harun (a.s.), Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi yerde adı geçmekle birlikte hayatı ve faaliyetiyle ilgili fazla bilgi bulunmayan Hârûn Peygamber şöyle zikrediliyor.

HARUN PEYGAMBER İLE İLGİLİ AYETLER

Rasûlüm! Biz, Nûh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyediyoruz. Nitekim İbrâhim’e, İsmâil’e, İshâk’a, Yâkub’a onun soyundan gelen peygamberlere, İsa’ya, Eyyûb’e, Yûnus’a Hârûn’a ve Süleyman’a da vahyetmiştik. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik. (Nisâ / 163. Ayet)

***

Yine Zekeriya’yı, Yahya’yı, Îsâ’yı ve İlyâs’ı da doğru yola erdirdik. Onların hepsi sâlihlerdendi. (En'âm / 85. Ayet)

***

Ve şöyle dediler: “Âlemlerin Rabbine iman ettik.” (A'râf / 121. Ayet)

***

Tūr dağında ibâdet etmesi için Mûsâ ile otuz gece için sözleşmiş, sonra ona on gece daha ilâve etmiştik. Böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye tamamlanmış oldu. Mûsâ, kardeşi Hârûn’a: “Kavmim içinde benim yerime geç, onların hatalarını düzelt; sakın ha bozguncuların yoluna uyma!” dedi. (A'râf / 142. Ayet)

***

Mûsâ, son derece öfkeli ve üzgün bir halde kavmine dönünce: “Ben gittikten sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız. Rabbinizin emrini çarçabuk terk mi ediverdiniz?” diye çıkıştı. Elindeki Tevrat levhalarını yere bıraktı; kardeşi Hârûn’un başından tutup kendine doğru çekmeye başladı. Kardeşi de: “Anamın oğlu! İnan ki bu topluluk beni bir hiç yerine koydu. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Şimdi kalkıp bana düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zâlimler güruhuyla bir tutma” dedi. (A'râf / 150. Ayet)

***

O peygamberlerden sonra Mûsâ ve Hârûn’u apaçık delil ve mûcizelerimizle Firavun’a ve O’nun ileri gelen yetkililerine gönderdik. Fakat onlar da büyüklenip iman etmeyi kibirlerine yediremediler ve günahlara dalmış inkârcı bir toplum oldular. (Yunus / 75. Ayet)

***

Ona olan rahmetimizden dolayı, kardeşi Hârûn’u bir peygamber olarak kendisine yardımcı vermiştik. (Meryem / 53. Ayet)

***

Mûsâ şöyle yalvardı: “Rabbim! Göğsüme genişlik ver.” (Tâ-Hâ / 25. Ayet)

***

“İşimi kolaylaştır.” (Tâ-Hâ / 26. Ayet)

***

“Dilimin düğümünü çöz.” (Tâ-Hâ / 27. Ayet)

***

“Ta ki, sözümü iyi anlasınlar.” (Tâ-Hâ / 28. Ayet)

***

“Ailemden birini bana yardımcı kıl.” (Tâ-Hâ / 29. Ayet)

***

“Kardeşim Hârûn’u.” (Tâ-Hâ / 30. Ayet)

***

“Onunla beni kuvvetlendir.” (Tâ-Hâ / 31. Ayet)

***

“Onu bu mühim işime ortak kıl.” (Tâ-Hâ / 32. Ayet)

***

“Tâ ki seni bol bol tesbih edelim.” (Tâ-Hâ / 33. Ayet)

***

“Seni çok çok zikredelim.” (Tâ-Hâ / 34. Ayet)

***

“Sen, zâten bizi her halimizle çok iyi görmekte ve bilmektesin.” (Tâ-Hâ / 35. Ayet)

***

“Öyleyse bütün hîlenizi, hünerinizi toplayın, sonra merâsim düzeninde saf saf gelin. Çünkü bugün hangi taraf üstün gelirse, sonunda kazanacak ve gülecek olan da o taraftır.” (Tâ-Hâ / 64. Ayet)

***

Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar; “Hârûn ile Mûsâ’nın Rabbine iman ettik” dediler. (Tâ-Hâ / 70. Ayet)

***

Halbuki Hârûn daha önce onlara: “Ey kavmim! Bakın, siz bu heykel yüzünden bir imtihana maruz kaldınız. Şüphesiz sizin Rabbiniz, Rahmân olan Allah’tır. O halde gelin bana uyun ve emrime itaat edin!” demişti. (Tâ-Hâ / 90. Ayet)

***

Doğrusu biz Mûsâ ve Hârûn’a hakkı bâtıldan ayıran Tevrat’ı verdik ve onu kalpleri Allah’a saygıyla dopdolu olup günahlardan sakınanlar için baştan aşağı bir ışık ve öğüt kaynağı kıldık. (Enbiyâ / 48. Ayet)

***

Sonra Mûsâ’yı ve kardeşi Hârûn’u mûcizelerimizle ve apaçık bir delille gönderdik. (Mü'minûn / 45. Ayet)

***

Gerçek şu ki, biz Mûsâ’ya kitabı verdik, kardeşi Hârûn’u da beraberinde yardımcı kıldık. (Furkan / 35. Ayet)

***

“Hem benim onlara karşı işlediğim bir suçum da var. Bu yüzden beni öldürmelerinden korkuyorum.” (Şuarâ / 14. Ayet)

***

“Şüphesiz biz Âlemlerin Rabbine iman ettik!” (Şuarâ / 47. Ayet)

***

Hem önceki çocuğa, hem İshâk’a feyiz ve bereketler bahşettik. Ama her ikisinin neslinden Allah’a iyi kulluk edenler bulunduğu gibi, kendisine açıkça zulmedenler de vardır. (Sâffât / 113. Ayet)

***

Sonraki nesiller arasında onlar için güzel bir nâm bıraktık. (Sâffât / 119. Ayet)

***

Biz ona İshâk’ı ve torunu Yâkub’u ihsân ettik. Her birini doğru yola erdirdik. Daha önce Nûh’u ve zürriyetinden Dâvûd’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u da doğru yola erdirmiştik. Biz, iyilik ve ihsân sahiplerini böyle mükâfatlandırırız. (En'âm / 84. Ayet)

***

Biz, Mûsâ ve Hârûn’a da büyük bir lutufta bulunduk. (Sâffât / 114. Ayet)

***

Selâm olsun Mûsâ ve Hârûn’a! (Sâffât / 120. Ayet)

Kaynak: kuranvemeali.com