Hz. Ebubekir Efendimizden Hikmetli Sözler

PEYGAMBERİMİZ

Hazret-i Ebû Bekir -radıyallahü anh- Efendimizin bazı hikmetli sözleri...

“Allâh ile mahlûkâtından hiçbiri arasında bir neseb bağı yoktur. Allâh’a yakınlık, ancak O’na itaat ve emirlerine tâbî olmakla mümkündür.”

“Allah, kulunun amelsiz sözünden râzı olmaz.”

“Çok söz, kişiyi unutkan yapar.”

“Ne söylediğini, ne zaman söylediğini ve kime söylediğini iyi düşün!” 25 Buhârî, Zekat, 1; Ali el-Kârî, Mirkât, X, 381-383/6034.

“Hakk’ı tanıyan âriflerin kölesi ol!”

“Sana yol göstermek isteyenden hâlini gizleme! Aksi takdirde kendini aldatırsın.”

“Kendini ıslah et ki insanlar da sana karşı iyi davransınlar.”

“Dört kimse Allâh’ın sâlih kullarındandır: 

  1. Tevbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen.
  2. Günahkârların affı için Rabbine yalvaran.
  3. Din kardeşine gıyâbında duâ eden.
  4. Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan.”

“Benim nezdimde sizin en kuvvetliniz, hakkını alıncaya kadar, zayıf olan kimsedir. En zayıfınız da ondan başkasının hakkı alınıncaya kadar, güçlü kimsedir.”

“Îman sadece câmilerde, mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur.”

“Akıllı kimse takvâ sâhibi olan, akılsız da zâlim olandır.”

“Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de vereceğini va’dettiği mükâfâtı azap ile birlikte zikretti ki bu vesîleyle kul ibâdete rağbet etsin ve azaptan korksun.”

“Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış, elde edince de onu geçmeye bak, daha güzelini yapmaya gayret et!”

“İnsanlara iyilik etmek, kişiyi âfetlerden ve belâlardan muhafaza eder.”

“Şöhretten kaç ki şeref seni takip etsin. Ölüme karşı hazırlıklı ol ki sana hayat verilsin.”

“Hiçbir belâ yoktur ki ondan daha kötüsü olmasın.”

“Sabırda zarar, hüzün ve telaşta fayda yoktur.”

“Sabır îmânın yarısı, yakîn ise tamamıdır.”

“Allah’tan âfiyet isteyiniz. Hiç kimseye yakînden (kat’î bir îmandan) sonra âfiyetten daha fazîletli bir şey verilmemiştir.”

“Bana göre âfiyette olup şükretmem, imtihan edilip sabretmemden daha makbûldür.”

“Dünyâ mü’minlerin pazarı; gece ile gündüz sermâyeleri; güzel ameller ticâret malları; cennet kazançları; cehennem de zararlarıdır.”

“Hazret-i Peygamber’e salevât getirmek günahları, suyun ateşi söndürmesinden daha çabuk yok eder. Ona (muhabbet ve ihlâsla) selâm göndermek pek çok köle âzâd etmekten daha fazîletlidir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i sevmek ise, riyâzat ve mücâhededen, Allah yolunda kılıç sallamaktan daha üstündür.” (Bağdadî, Târihu Bağdâd, VII, 161)

ÜÇ SINIF ALLAH DOSTU

“Allah dostları (mizaçlarına göre) üç sınıftırlar. Her üç sınıf, üçer alâmetle bilinir:  Birinci sınıf (Hak dostları), havf (korku) hâlinde olanlardır. Bunlar; 

  1. Dâimâ mütevâzıdırlar.
  2. Hayır-hasenâtları ne kadar çok olsa da onu az görürler.
  3. En küçük hatâlarını bile büyük görürler. (Zîrâ kime karşı günah işlediklerinin farkındadırlar.)

İkinci sınıf (Hak dostları), recâ (ümit) sâhibi kimselerdir. Bunlar da; 

  1. Her hâl ve hareketlerinde insanlara fazîlet ve güzellikler sergileyerek örnek olurlar.
  2. Mallarını Hak yolunda sarf ederek insanların en cömertlerinden olurlar.
  3. Allâh’ın kullarına karşı dâimâ hüsn-i zan içindedirler.

Üçüncü sınıf (Hak dostları) ise, aşk ve muhabbet vecdiyle Rabbine ibâdet eden (ârifler)dir. Bunlar da; 

  1. Sevdikleri şeyleri (Allâh için) infâk ederler.
  2. Her hâl ve hareketlerinde Allah rızâsını hedeflerler, bu yüzden câhillerin kınamalarına aldırmaz, onların kaba davranışlarından rahatsız olmazlar.
  3. Nefislerine ağır gelen şeyleri nefislerinin muhâlefetine rağmen îfâya çalışırlar; bütün hâl ve hareketlerinde Allâh’ın emir ve nehiylerine itaat ederler.” (İbn-i Haceri’l-Askalânî, Münebbihât, s. 94-95)

İşte Hazret-i Ebû Bekir, bu üç sınıf Hak dostlarının bütün hâl ve sıfatlarını kendisinde cem etmiş mübârek bir İslâm şahsiyetiydi. Rabbimiz, O’nun bu hikmetli öğütlerinden lâyıkıyla istifâde etmeyi ve güzel hâllerinden feyz almayı cümlemize nasîb eylesin. Bizleri, onun dostluk halkasına dâhil olanlardan kılsın! Zîrâ dostluğun kaynağına Allah ve Rasûlü’nde erişen Hulefâ-i Râşidîn, Ashâb-ı Kirâm, Hak dostları ve onlara güzelce tâbî olanlar, Rabbimizin lutfuyla ebedî saâdet kervanının bahtiyar yolcularıdır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Gönül Bahçesinden ÖYLE BİR RAHMET Kİ, Erkam Yayınları