Hizmetin Değeri Nasıl Anlaşılır?

Hizmet

İmânın ilk meyvesi merhamettir. Fakat merhamet hissi, davranışlarla ortaya konulmadığı takdirde ispata muhtaç bir iddiâ olarak kalmaya mahkûmdur. Onun en güzel fiilî ifâdesi de, Allah için yapılan hizmetlerdir.

Mahlûkâta Hâlık’ın rahmet nazarıyla bakabilme hassâsiyeti hizmet sâyesinde kazanılır. Kavlî şükrümüzü fiilî şükürle de te’yid ve tasdik edebilmek için, yine muhtaçların hizmetine koşup onların eksiklerini telâfîye gayret göstermemiz lâzımdır.

Şunu da hiçbir zaman unutmamak gerekir ki; Allah için yapılan bir hizmete, hizmet edilenden çok, hizmet eden muhtaçtır. Yani bizim, kemâle erebilmek ve âhiret selâmetine nâil olabilmek için hizmet etmeye ihtiyacımız vardır. Bu sebeple, hizmet ettiğimiz insanlara minnettâr olmamız gerekmektedir. Zira onlar, bizim Cenâb-ı Hakk’a yakınlık kazanmamıza vesîle olmaktadırlar.

Bütün peygamberler, ashâb-ı kirâm ve evliyâullâh, dâimâ hizmeti büyük bir nîmet bilmişlerdir. Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ashâbını bir hizmete dâvet ederek, meselâ; “Bu mektubu Herakliyus’a, şu mektubu Pers İmparatoru’na kim götürecek?..” dediği zaman, birçok sahâbî büyük bir îman heyecanıyla derhâl ayağa kalkar ve bu hizmetin şerefine nâil olabilmek için âdeta can atardı. Yine ashâb-ı kirâm, Allah yolunda hizmetin uhrevî mes’ûliyetini îfâ edebilme şevkiyle tâ Semerkand’a, hattâ Çin’e kadar gitti, büyük meşakkatlere katlandı. Onlar bu yolda hiçbir zaman yorulmadılar ve bezginlik göstermediler. Allah yolunda hizmet ettikçe aşkları, vecdleri ve istiğrakları daha da arttı.

Zira onlar çok iyi biliyorlardı ki; bir hizmetin değeri, onun îfâsı için katlanılan fedâkârlığın büyüklüğüne ve bir ibadet vecdiyle îfâ edilmesine bağlıdır.

Ne mutlu, gönlünü gerçek mânâda hizmet aşkıyla doldurabilenlere!

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları