Hizmeti Fırsata Çevirebilirsin!

Hizmet

Hizmet, bir taraftan başkalarına fayda sağlarken, diğer taraftan da gayret ve ihlâsları nisbetinde hizmet edenlerin yücelmelerine vesîle olur. Hattâ hizmet edenlere isâbet eden fayda, hizmetinde bulundukları kişilerden daha fazla olur.

Hak yolunda yürümek, insanlara hizmet etmek ve onlara faydalı olmaktan başka bir şey değildir.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” (Beyhakî, Şuab, VI, 117; İbn-i Hacer, Metâlib, I, 264)

“Allah bir kuluna hayır murâd ettiğinde, onu insanların ihtiyaçlarını karşılama yolunda istihdâm eder.” (Süyûtî, II, 4/3924)

Şeyh Sâdî de Allah yolunda hizmet edebilmeyi nîmet bilmek gerektiğini şöyle ifâde buyurur:

“Seni hayır işlemeye muvaffak kıldığı için Allâh’a şükret. Zira Hak Teâlâ seni lûtuf ve ihsânıyla boş bırakmadı. Pâdişâha hizmet eden, ona minnet yükleyemez. Bilâkis, seni istihdâm ettiği için, sen ona minnettâr ol.”

Dolayısıyla hizmet, kâmil mü’minlerin en bâriz vasıflardan biridir. Gönlü, Allah ve Rasûlü’ne gerçek bir muhabbetle dolu olan her mü’min, hizmet ehlidir.

Îman muhabbetinden beslenen hizmet arzusu kalpte mekân bulduğunda, kulu sonsuzluğun seyyâhı eyler. Kalp, Haccâc-ı Zâlim’in katılığından çıkar, Yûnus’un şefkat postuna bürünür. Bu rûh ile sahip olunan ilim, sanat ve ahlâk, mest edici bir ebedîliğe kavuşur. Bu itibarla samimî ve gerçek hizmetler, kalbî olgunluğun bir şâheseridir. Böyle kalpler, “nazargâh-ı ilâhî”dir.

Ehl-i hizmet olanlar, gökteki ay ve güneşe benzerler ki, kuytular bile onlarla hayat bulur. Etraflarını aydınlattıkça kendilerinin parlaklığı da artar. Yani hizmet, bir taraftan başkalarına fayda sağlarken, diğer taraftan da gayret ve ihlâsları nisbetinde hizmet edenlerin yücelmelerine vesîle olur. Hattâ hizmet edenlere isâbet eden fayda, hizmetinde bulundukları kişilerden daha fazla olur.

Farkında olsak da olmasak da aslında hepimizin aradığı, rûhumuzun selâmeti, yani huzur ve sükûna kavuşmasıdır. Bu da Hakk’a ibadet vecdiyle îfâ edilen hizmetlerle elde edilecek derûnî bir hazinedir. Bu sebeple hizmet şuuruna sahip bir mü’min, her hâlükârda hizmet vâsıta ve fırsatları bulmasını bilir. Allah rızâsı için yaptığı fedâkârlıklarda, dünyevî menfaat peşinde koşanların gösterdiği gayret ve hırstan daha fazla gayretli ve azimli olur.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları