Her Canlı Ölümü Tadacaktır

İMAN

İnsan doğarken İslam fıtratı üzere doğar fakat sonra hayat ve inancını kendi iradesi dahilinde tercih eder. Peki İslam üzere bir doğum, yaşam ve İslam üzere hayırlı bir ölüm için neler yapmalıyız?

“İki şeyi unutma!” buyruluyor, Kur’ân-ı Kerîm’in telkini, Rasûlullah Efendimiz’in telkin ediyor:

اَلَا بِذِكْرِ اللهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ

(“Biliniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” [er-Ra‘d, 28])

“Cenâb-ı Hakk’ı unutmayacağız.” İlâhî kameranın altında olduğumuzun idrâki içinde olacağız.

İkincisi, “fânîliği unutmayacak.”

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ

(“Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak.” [er-Rahmân, 26])

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ

(“Her can ölümü tadacaktır…” [el-Ankebût, 57])

İnsan ölümü unutmayacak.

Cenâb-ı Hakk’ı unutmayacak, ölümü unutmayacak, o zaman iş kolaylaşır.

يَحْذَرُ الْاٰخِرَةَ Bir “âhiret endişesi” içinde olacak. (Bkz. ez-Zümer, 9)

Çünkü -elhamdü lillâh- Cenâb-ı Hakk’ın “Hâdî” esmâsının tecellîsiyle müslüman olarak geldik. Fakat Cenâb-ı Hak müslüman olarak gideceğimize bize bir teminat vermiyor.

“Ancak müslümanlar olarak can verin.” buyuruyor.

“Ey îmân edenler! Allâh’ın azamet-i ilâhiyyesi, ona yakışır şekilde takvâ sahibi olun. «اِلَّا وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ» Ancak müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102) buyuruyor Cenâb-ı Hak.

KAİNAT KİTABINI OKU! - VİDEO

HAYIRLI BİR ÖMÜR İÇİN NELER YAPILMALI?

Yine diğer bir âyet, Muhammed Sûresi:

“Siz Allâh’(ın dînin)e yardım ederseniz (yaşarsanız, yaşatırsanız) Allah da (o zaman) size yardım eder ve ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7) buyruluyor.

Demek ki dâimâ bir, son nefese kadar kaygan bir zeminin üzerindeyiz. Zaten son nefeste her şey bitecek artık. Kabirde, kıyamette telâfî etme şeyi de yok.

“İki şeyi de unut!” buyruluyor. Cenâb-ı Hak çok merhametli, sonsuz merhamet. Efendimiz “raûf” ve “rahîm”, merhametli. Kul da merhametli olacak, hayır-hasenâtını artıracak.

“Başkasına yaptığın, bütün yaptığın hayır-hasenâtı unut!” Senin gözünde büyümesin. Sana bir nefsâniyet, enâniyet vermesin.

İkincisi; “Başkasının sana yaptığı yanlışlıkları unut!” Affet onları. Cenâb-ı Hak soruyor:

“…Allâhʼın sizi affetmesini istemez misiniz?..” (en-Nûr, 22) buyuruyor.

Cenâb-ı Hak yine Enfâl Sûresi’nde:

“…O hâlde gerçek mü’minler iseniz, Allah’tan korkun, aranızı düzeltin…” (Bkz. el-Enfâl, 1)

Haklıyım, haksız, yok! Bu, Allah beni kardeş etti…

Yine diğer bir âyette; “mü’minler çok merhametlidir”, Fetih Sûresi’nin sonunda. (Bkz. el-Fetih, 29)

Demek ki mü’min kardeşini affedecek. “Bana bunu yapmıştı!” demeyecek. Allah da onu affedecek -inşâallah-.

Kaynak: