Hacı Adayları İçin Harem Otogarı’nda Uğurlama Merasimi Düzenlendi

GÜNDEM

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul’dan kutsal topraklara gidecek hac kafilesi için Harem Otogarı’nda düzenlenen uğurlama merasimine katıldı.

“Surre Alaylarından Günümüze - Üsküdar Harem’den, Harem-i Şerif’e” ismiyle düzenlenen programa Erbaş’ın yanı sıra bazı yetkililer, hacı adayları ve aileleri katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, burada yaptığı konuşmada, haccın yürekleri Allah ve Peygamber sevgisi ile yanıp tutuşan müminler için en büyük özlem olduğunu söyledi.

Hacı adaylarının duygularını tarif etmenin imkansız olduğunu dile getiren Erbaş, “Hac sayısız hikmetleri ve güzellikleri içinde barındıran mübarek bir yolculuk, kutlu bir ibadet, büyük bir arınma mevsimi, tövbe ve dua zamanı, rahmet ve mağfiret iklimidir. Hac, İslam’ın en kapsamlı ibadetidir. Zira her bir uygulamasının ifade ettiği mana ile Müslüman hayatının temel ilkelerini bünyesinde toplayan bir ibadettir.” dedi.

“HACCA DUYULAN HASRETİN TABİİ SONUCU HAKK’A VE HAKİKATE ADANMAK OLMALIDIR”

Erbaş, müminlerin bir tarağın dişleri gibi yan yana ve bir binanın tuğlaları gibi omuz omuza durmak zorunda olduğunu ifade etti.

Hacı adaylarının bunu doya doya yaşayacaklarına dikkati çeken Erbaş, şunları kaydetti:

“Bu yardımlaşmayı, bu kardeşliği, kendiniz için istediğinizi diğer kardeşleriniz için de isteme konusunu doya doya, en güzel bir şekilde yaşayacaksınız. Hac, aklı ve kalbi arındırarak bilgi, şuur, ahlak ile hayatı yeniden imar ve inşa etmektir. Bunu yaşayacaksınız inşallah hac esnasında. Hacca duyulan hasretin tabii sonucu Hakk’a ve hakikate adanmak olmalıdır.

Kardeşlerim, ecdadımız Mekke’ye, Medine’ye, hac ibadetine ayrı bir önem ve değer vermiştir. Bunun en açık göstergelerinden biri ise Surre-i Hümayun ve Surre Alayı’dır. Osmanlı Devleti her yıl hac mevsiminden önce Mekke ve Medine’ye hediyeler gönderirdi. Bu yardımların miktarı ve dağıtılacak yerler büyük bir titizlikle takip edilir ve kayıtları tutulurdu. İstanbul’dan Haremeyn’e giden kafilenin yola çıkması sebebiyle özel bir merasim yapılırdı. Böylece Surre-i Hümayun geleneği oluşmuştu. İşte burada bir asır sonra, bir asrı aşkın belki bir asrı on sene kadar aşkın bir zamandan sonra aynı geleneği İstanbul’da, Üsküdar’da, Harem’de ihya etmenin, yad etmenin, yaşamanın gururunu idrak ediyoruz.”

HACI ADAYLARI DUYGULARINI DİLE GETİRDİ

Hacı adaylarından Mustafa Çıtlak, çok mutlu olduğunu ve kutsal yolculuğa çıkmak için 12 yıldır beklediğini söyledi.

Mustafa Çıtlak’ın eşi Ümmühan Çıtlak, çocuklarından ayrıldığı için hüzünlendiğini ancak heyecanlı ve mutlu olduğunu belirtti.

Hacı adayı Temel Şeker, 15 yıldır bu anı beklediğini ifade ederek, “İki sene pandemiden dolayı bekledim. Ailemden ayrıldığım için üzülüyorum fakat Peygamber Efendimizi ziyaret edeceğim için de seviniyorum. Cenab-ı Allah gitmek isteyen herkese nasip etsin.” dedi.

Hacca gitmenin çok güzel bir duygu olduğunu dile getiren Bahri Mester de “Hani derler ya ‘Anlatmak yetmez yaşamak lazım’ diye. Çok duyguluyuz, hüzünlüyüz. Çocuklarımızı burada bırakıp gidiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Hacı adayı Ayşe Mester de “Allah’ım kutsal topraklara yüz sürmeyi nasip eyleyecek inşallah. Çok mutluyum, heyecanlıyım.” şeklinde konuştu.

Hacı adayları merasimin ardından otobüslerle kutsal yolculuk için uçaklarının hareket edeceği Sabiha Gökçen Havalimanı’na yola çıktı. Hacı adayları ile yakınlarının bu sırada duygu dolu anlar yaşayarak ağladıkları görüldü.

Kaynak: AA