Hac Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Hac suresinin 46. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Gözlerin değil, kalplerin kör olacağını anlatan âyet-i kerime; Hac suresinin 46. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Hac suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur:

Hac Suresi 46. Ayet Arapça:

ِ اَفَلَمْ يَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَٓا اَوْ اٰذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَاۚ فَاِنَّهَا لَا تَعْمَى الْاَبْصَارُ وَلٰكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّت۪ي فِي الصُّدُورِ

Hac Suresi 46. Ayet Meali:

Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur. (Hac, 22/46)

GÖZLER DEĞİL, KALPLER KÖR OLUR

Bilgi:

Önceden Âd ve Semûd kavimleri, Medyen halkı, Nuh’un, İbrahim’in, Lût’un ve Mûsâ’nın -aleyhisselâm- kavimleri peygamberlerini yalanladılar. Sonra bu yüzden helak edildiler. Şimdi o memleketlerden geriye harabeler kaldı. Ey kâfirler! Şimdi siz yeryüzünde dolaşıp inanmayanların akıbetine bir bakın! Belki ibret ve öğüt alırsınız. Bu sözler inanmayanlara bir uyarı olduğu gibi, Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve mü’minler için, inkârcıların sonunun ne olacağını hatırlatan bir tesellidir.

Mesaj:

  1. İnsanlar yeryüzünde dolaşıp, helak edilen kavimlerin akıbetlerini görüp ibret almalıdırlar.
  2. Allah Teâla’nın varlığına işaret eden bunca delili görmemek, kişinin kalbinin kör olduğunu gösterir.

Kelime Dağarcığı:

Kalb [çoğul: kulûb]: Kalp, gönül, akıl, bilme ve kavrama gücü.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

Hac Suresi 46. Ayet Tefsiri:

  1. Bu inkârcılar, biraz olsun yeryüzünde ibret nazarıyla gezip dolaşmazlar mı? Eğer böyle yapsalardı, belki bu sayede akledip duygulanacak kalplere ve gerçeği duyacak kulaklara sahip olurlardı. Ne var ki kör olan, başlardaki gözler değil, gerçekte kör olan sinelerdeki gönüllerdir!

Eğer yeryüzünde dolaşılır, önceden helak olmuş toplumların kalıntılarına ibret nazarıyla bakılırsa, bu vesileyle akıllar çalışır, kalpler harekete geçerek duygulanır, kulaklar gerçeğin sesini duymaya yönelir. Gezip görenler bizzat kendi gördükleri ve duyduklarından; dolaşma imkânı olmayanlar da gezip görenlerden duyduklarından müteessir olurlar. Fakat inkâr edenlerde böyle bir hal gözükmemektedir. Çünkü onların, her ne kadar başlarında bulunan gözler görüyor olsa da, küfür ve isyanları sebebiyle, sadırlarında bulunan ve esas düşünme ve idrak merkezi olan kalpleri kör olmuştur. Bu yüzden olan bitenden ibret ve ders alabilme özelliklerini kaybetmişlerdir. Onların bu perişan hallerini izah sadedinde şâir Nesîmî der ki:

“Sûretin nakşında her kim görmedi nakkâşını,

Vâhib-i sûret anın gözsüz yaratmış başını.”

“Yaratılan her varlığın üzerinde onu yaratanı gösteren nice işaretler vardır. Bu sebeple her kim kör davranır da her bir varlığın sûretindeki nakışları işleyen Nakkâş-ı Hakiki’yi görmezse, demek ki, varlığa sûretini veren Allah, onun başını sanki gözsüz yaratmıştır. Zira gözü olsaydı o muhteşem nakışları nakşedeni elbette görürdü.”

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com