Günahların Bağışlandığı Gece

RAMAZAN ÖZEL

İçinde havadan başka bir şey bulunmayan ağzı kapalı bir testi, suyun üstünde batmadan mesâfeler alır. Kalbi Allâh -celle celâlühû- aşkı ile dolu, aynı zamanda ağzı bütün nefs ve dünyâ azgınlıklarına kapalı mü’min de, dünyâ ummânında batmayarak nice yüce menzillere ulaşır.

Gönlü cömertlik, merhamet, tevâzû ve muhabbet duyguları ile dolu bir mü’min, dünyâya aldanmayıp cân âleminde seyreder.

Dünyâya âid olanca nîmetler, onların gönül gözünde bir hiçtir. Arzu ederler ki, gönülleri mârifet ve ilâhî aşkla dolsun ve bu sâyede o ilâhî muhabbet semâlarına kanatlanmak kolay olsun! Bu mübârek rahmet ve mağfiret ayında ihtimam göstereceğimiz diğer bir husûs ise Kadir Gecesi’ni ihyâdır.

MÜSTESNA BİR LÜTUF GECESİ

Kadir Gecesi, Rabbin, ümmet-i Muhammed’e sonsuz merhametinden saçtığı müstesnâ bir lutuf gecesidir. Bu gece, nice mânevî hazîneler bahşedilmektedir. Bu gecenin ihtişam ve azametine binâen hakkında müstakil bir sûre nâzil olmuştur.

Kadir Gecesi, Kur’ân-ı Kerîm’in kendisinde indirilmesiyle nûrlanmış, Cebrâîl ve diğer meleklerin iştirâki ile mânevîleştirilmiştir. Mü’minlere görülmez nûrânîler tarafından selâm verilen bu gece; feyz ve bereket dolu bir lutuf, Rabb’in kullarına bir merhamet gecesi ve Ramazan ayının bir bahar faslıdır.

Kadir Gecesi, Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’den gelen mâneviyyât dolu afv ve ğufrân yâdigârı olan bir gecedir.

Hadîs-i şerîfte:

“Kadir gecesini, fazîlet ve kudsiyyetine inanarak, sevâbını yalnız Allâh’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriç- geçmiş günâhları bağışlanır.” (Buhârî, Müslim) buyurulmaktadır.

BAYRAM ŞEHÂDETNÂMESİ

Bizi Kadir Gecesi’nin hakîkatine; ancak dünyâ gâyeleri ile karıştırılmayan; riyâ, gösteriş, ucub gibi bulaşıklıklarla kirlenmeyen ve ihlâsla îfâ edilen bir oruç, namaz, zekât ve emsâli kulluk vazîfeleri nâil eder. Bu rûhâniyet ile Ramazan mektebini bitirirsek, işte o zaman gerçek bayram şehâdetnâmesini almak nasîb olur.

Bizler, birgün şu fânî lezzetler ellerinden alınacak olan hakîkat yolcularıyız.

Feyizli gönüller, gelip geçmekte olan şu rûhânî günlerin hasretini çekecektir. Bu mağfiret ve cehennemden âzâd olma günlerinden ayrılış, müttakîlere vedâ gözyaşı döktürecektir.   Rabbimiz bayram günlerini, ancak sabır ve nîmetlerin kadrini bilip yapılan amel-i sâlihler ve verilen infâklar mukâbilinde bir mükâfât olarak ikrâm edecektir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İslam İman İbadet, Erkam Yayınları