'gözün Zekatı' Kainatı Tefekkür Etmektir

TEFEKKÜR

Göz… Her an binlerce işlemin gerçekleştiği, insan vücudunun ücreleri  yenilenemeyen tek bölgesi... Bu yüzden; neye nasıl baktığına çok dikkat etmeli insan. Gözün zekatı, kainattaki hikmet ve sanatları tefekkürdür. Cenab-ı Hak ne güzel  buyuruyor; O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak!  Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.(67/3-4)

ASLINDA GÖREN, GÖZ DEĞİL BEYİNDİR

Cisimlerden gözümüze gelen ışınlar, korneada kırılarak göz bebeğine ulaşır, ardından göz merceğinde kırılarak retinaya iletilir, sarıbenekte ters görüntü oluşur ve o görüntü nöronlar vasıtasıyla beyne iletilir. Beynin görme merkezinde değerlendirilerek, net ve düz bir görüntü oluşur ve görme işlemi gerçekleşir. Yani göz görmez, beyin görür.

Gözümüzle dünyaya, gönlümüzle ukbâya nazar ederiz. Göz; zahirî, gönül ise bâtınî güzelliklere müptelâdır. O yüzden; “Dua ederken, ağlarken veya hayal ederken, gözlerimizi kapamamızın sebebi: En güzel şeylerin gözle değil, kalple hissedilmesindendir.” (Sait Çamlıca)

GÖKYÜZÜNE GÖNÜLLE BAKMAK

Gökyüzüne gönülle baktığımızda görme işlemi gönüle iletilir ancak... Aksi takdirde, “bakmak”tan öteye geçemeyiz. Hayret ve hayranlık duygularının sırrına vâkıf olmak istiyorsak önce bakışlarımızın, kudretten nakışlara dönüşmesi için; gökyüzünü seyre dalmalı, makro âlemden mikro âleme bir yolculuk yapmalıyız. Kur’ân’ı Kerim’in sık sık vurguladığı gibi; “tefekkür” etmeliyiz. Ancak bu şekilde O’nu idrâk etmekten âciz olduğumuzu idrâk ederiz.

Kaynak: Merve Şanlı, Genç Dergisi, Sayı 73

GÖKYÜZÜNE BAKIŞA TEFEKKÜR KATACAK AYETLER 

  • 29/61- Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?” diye soracak olsan mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. O halde nasıl(haktan) döndürülüyorlar?

  • 67/3-4-  O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak!  Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.

  • 6/ 10 - Şüphesiz gece ve gündüzün ardarda değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, Allah’a karşı gelmekten sakınan bir toplum için pek çok deliller vardır. ( 6/10)

  • 13/2- Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.

  • 14/19- Allah’ın gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir. 

  • 14/32- Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır.

  • 17/99- Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Allah onlar için, hakkında hiçbir şüphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler ancak inkarda direttiler.

  • 2/164- Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır. 

  • 2/22- O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar koşmayın.

  • 2/29- O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

  • 21/32- Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah’ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler.