Gerçek Manada Mümin Olmanın Şartı

PEYGAMBERİMİZ

Peygamber sevgisi neden bu kadar önemli? Peygamber sevgisinin dinimizdeki önemi nedir? Peygamber sevgisi olmaz ise imanımıza bir zeval gelir mi? Dr. Murat Kaya anlatıyor...

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

Nefsim yed-i kudretinde olan Allâhu Zü’l-Celâl’e yemin ederim ki hiç biriniz ben ona babasından ve evlâdından daha sevgili olmadıkça îmân etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân, 8)

Enes (r.a) şöyle buyurur:

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular:

Hiç biriniz ben ona babasından, evlâdından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça îmân etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân, 8)

PEYGAMBERİMİZİ NASIL SEVMELİYİZ?

Allah ve Rasûlü’nü her şeyden daha çok sevmek şarttır. Efendimiz (s.a.v)’i sevmeyen, gerçek iman etmiş olmaz.

Âyet-i kerimede şöyle buyrulur

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Rasûlü’nden ve Allah yolunda cihâd etmekten daha sevimli ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin! Allah fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez.” (et-Tevbe, 24)

Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden anlaşıldığına göre Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e muhabbet, îmânın tâ kendisidir. Zira O olmasaydı îmân nedir bilemezdik.

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in muhabbetini cibillî mertebesine çıkaramayan yani esas karakter ve tabiat hâline getiremeyen bir mü’min, hiç değilse Allah Rasûlü’nün rızâsını diğer mahlûkâtın rızasına ve kendi hevâsına tercih ve takdim ederek Efendimiz’e olan muhabbetini tabiî ve fıtrî muhabbet derecesine yaklaştırmaya çalışmalıdır.

Peygamber Efendimiz’e olan muhabbetin, îmânın temellerinden biri olan O’na tâzim ve yüceltmeden ibaret kalması kâfi değildir. Kalbin tam mânâsıyla ona meyletmesi lâzım gelir. Kalp tam mânâsıyla meylederek kâmil bir şekilde Allah Rasûlü’nü sevmezse îmân etmiş olmaz. (Ahmed Naîm Efendi, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, I, 31.)

SAHABİLER VE ŞAİRLERİN PEYGAMBER SEVGİSİ

Şâir Lebib ne güzel söyler:

Sen’i cân-ı azîzinden ziyâde sevmeyen âşık,

Hakîkat âleminde Âdem olmaz ya Rasûlallâh!

Abdullah ibn-i Hişâm (r.a) şöyle bir hâdise nakleder:

Bir defasında Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) ile birlikte bulunuyorduk. Rasûl-i Ekrem Efendimiz, orada bulunanlardan Hz. Ömer’in elini avucunun içine almış oturuyorlardı. O esnâda Ömer (r.a):

“–Yâ Rasûlallah! Siz bana canımın dışında her şeyden daha sevgilisiniz!” diyerek Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e olan muhabbetini ifâde etti.

Onun bu sözüne karşılık Peygamber Efendimiz (s.a.v):

“–Hayır, canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki ben sana canından da sevgili oluncaya kadar hakîkî mânâda îman etmiş sayılmazsın! buyurdular.

Ömer (r.a) hemen:

“–O hâlde vallahi şimdi Siz bana canımdan da çok sevgilisin yâ Rasûlallah!” dedi.

Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.v):

–İşte şimdi oldu ey Ömer!” buyurdular. (Buhârî, Eymân, 3)

O hâlde her müslümanın, Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’i tanıması farz-ı ayndır.