Gerçek İman Edenler Nasıl Ayırt Ediliyor?

Allah`a İman

Başımızdan geçen mtihanın sebebi, niyeti samimi olanla; olmayanın belli olması ve ihlâssız olanların hâlis mü’minler arasından ayrılmasıdır. Çünkü bozuk niyetlerle araya karışanlar yüzünden îman edenler arasında zaaf belirtileri görülür. Ve bu da topyekün mağlubiyeti getirir.

Bakara sûresinde şöyle buyruluyor: “Tâlût askerlerle beraber (cihad için) ayrılınca: Biliniz ki Allah sizi bir ırmakla imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir. Eliyle bir avuç içen müstesna, kim ondan içmezse bendendir, dedi. İçlerinden pek azı müstesna hepsi ırmaktan içtiler...”1

Bu âyet-i kerîmenin tamamını okuduğumuzda, insana her vesîleyle imtihan olunduğunu hatırlatan bir ibret levhası görüyoruz. Çünkü âyetin devamında, nehirden, avucuyla veya herhangi bir kapla kifayet miktarı değil de ağzını dayayıp kanasıya içenlerin, “Bizim Câlût’a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok.” dedikleri bildiriliyor. Allah’ın huzuruna varacaklarına inanarak verilen emre itaat edenlerin ise “Nice az sayıda bir birlik Allah’ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” dedikleri haber veriliyor.

Tefsirde belirtildiğine göre bu imtihanın sebebi, niyeti samimi olanla; olmayanın belli olması ve ihlâssız olanların hâlis mü’minler arasından ayrılmasıdır. Çünkü bozuk niyetlerle araya karışanlar yüzünden îman edenler arasında zaaf belirtileri görülür. Ve bu da topyekün mağlubiyeti getirir.

KUVVETLİ MÜMİN ZAYIF MÜMİNDEN HAYIRLIDIR

Burada nehirden içenlerle içmeyenler dünyaya ve insanlara misaldir. Çünkü dünyalığın ihtirasla talebinden sakınan kişi, selâmete kavuşur. Muhterislerin ise iştihası arttıkça artar. Bu sebeple dünya tuza benzetilmiş ve “kim daha fazlasını isterse susuzluğu artar.” denilmiştir. Nitekim hadis-i şerifte; “Âdemoğlu’nun iki vâdi dolusu altını olsa üçüncüsünü ister.”2 buyrulmuştur.

Şunu belirtmek isteriz; İslâm’da servet sahibi olmak kerih görülmemiş, bilakis “Kuvvetli mü’min zayıf mü’minden hayırlıdır.”3 buyrulmuştur. Burada zemmedilen husus, “itaat ve teslimiyeti ölçmek üzere kifayet miktarı alınmasına izin verilen bir nimete, inatla el uzatmaktır. İşte, normal şartlarda harareti teskin eden suyun, içtikçe susuzluğu artırması da bu sebepledir.

Dipnotlar: 1) Bkz; 2/249. 2) Buhârî, Rikak, 10. 3) Müslim, Kader, 34.

Kaynak: Cafer Durmuş, Altınoluk Dergisi, 373. Sayı