Gerçek Hayat "kuşluk Zamanı" Kadardır

HAYATIMIZ

Sahâbe neslinin büyük bir îman vecdi içinde kendilerini Allâh’a adamalarının bir benzerini yakın tarihimizin Çanakkale muhârebeleri safhasında, sînesi îmanla dolu Mehmetçik sergilemiştir.

Vatan müdâfaasını mukaddes bir borç bilip bu borcu canlarıyla ödemekten çekinmeyen Mehmetçik, dünyadan geçerek can siperâne harb ediyor; îmanlarının bir îcâbı olarak silaha sarılıyorlardı. Bizler de tıpkı sahâbe nesli ve mübârek ecdâdımız gibi, gerektiğinde dünyadan geçerek, ümmeti olduğumuz Peygamber’in nurlu izinde yürümeyi her şeyden aziz bilmek durumundayız.

GERÇEK HAYAT

Allah Rasûlü muhtelif vesîlelerle ve sık sık; “Allâh’ım! Gerçek hayat, sadece âhiret hayâtıdır.” buyurmuşlardır. (Buhârî, Rikâk, 1)

Bu düstûru, O’nun ümmeti olarak bizler de gönüllerimize nakşetmek mecbûriyetindeyiz. Herhangi bir fânî nîmete ulaştığımızda; “Allâh’ım! Gerçek hayat, âhiret hayâtıdır!” diyerek, nîmetlerin asıl sahibine şükretmeli; şımarıklık, azgınlık ve gafletten sakınmalıyız. Zira böyle bir hassâsiyetten mahrum olanların hâlini, Rabbimiz şöyle haber vermektedir:

“...Onlar dünya hayâtıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayâtı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.” (er-Ra’d, 26)

ÂHİRET DAHA HAYIRLIDIR

Yine mü’minler olarak herhangi bir musîbet veya iptilâ ile karşılaşıp sabrımızın zorlandığı anlarda da; “Allâh’ım! Gerçek hayat, âhiret hayâtıdır!” diyerek rızâ, teslîmiyet, sabır ve tevekkül ile metânetimizi ve ruh dengemizi korumalıyız. Dâimâ Rabbimize sığınarak:

“...Dünya menfaati önemsizdir, Allah’tan korkanlar için âhiret daha hayırlıdır...” (en-Nisâ, 77) şuur ve idrâki içinde huzurlu bir kulluk hayâtı yaşamalıyız.

Sanki hiç bitmeyecekmiş zannedilerek hoyratça tüketilen dünya hayâtının, aslında ne kadar kısa bir zaman dilimi olduğu, âyet-i kerîmede şöyle beyân edilir:

“Kıyâmet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.” (en-Nâziât, 46)

NECİP FAZIL'IN ŞİİRİNDE ÖLÜM GERÇEĞİ

Bu yüzden şu kısacık ömürde yapılacak en akıllıca iş, Hakk’a güzel bir kulluktur. Fakat bütün nîmetler gibi hayat nîmetinin de kıymeti, o elden çıkmadan lâyıkıyla anlaşılamaz. “Zaman” mefhumu üzerindeki bu umûmî gaflet sisini dağıtabilecek yegâne imkânın, “ölümü tefekkür” olduğunu hatırlatan Necip Fâzıl’ın şu beyti ne kadar mânidardır:

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;

Ölümde yekpâre ân, ne kesiklik ne bölüm...

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 1, Erkam Yayınları, 2011