Feyiz Alınan İlim

İLİM

İlim tahsilinde hocadan feyz almak önemlidir. Hocanın talebesine yönelik gönül himmeti ise muhabbet ve tâzim nispetinde gerçekleşir.

“Yıldırım Bâyezîd Han’ın oğullarından Şehzâde Süleyman, derslerine karşı alâkasızlığı sebebiyle hocası tarafından hafifçe cezâlandırılmıştı. Şehzâde buna hiddetlenerek doğruca saraya gitti ve durumu babasına şikâyetle anlattı. Yıldırım Han da, derhal hocaefendiyi çağırtıp sordu “Süleyman’ı niçin cezâlandırdın a hocam?” Hocaefendi, gâyet sâkin ve vakur bir şekilde şu târihî cevabı verdi “Pâdişâhım! Şehzâdeniz yarın bu devletin idâresine tâlib olacaktır. Ümmet ona emânet edilecektir. Onun câhil kalması, milletine zarar verir. Evet, o şimdi bir şehzâdedir, ancak henüz ilim ve hâl erbâbı olamamıştır. Dolayısıyla ben onu yetiştirmeye me’mûr ve îcâb ettiği şekilde de kendisini terbiyeye mecbûrum...” dedi.

Yıldırım Bâyezîd, hürmetle gözlerini yere çevirdi ve “Haklısınız hocam! Siz, gerekirse beni de cezâlandırırsınız! Sizin gibi hocaefendiler başımızda olduğu müddetçe, biz cihana hükmederiz.” dedi.

İnce rûhlu Pâdişâh’ın cevabındaki bu nâzik nükteyi kavrayan hoca, ertesi gün, derse gelip de kendisine oğlunu niçin cezâlandırdığını sormak isteyen Yıldırım Han’a bilerek iltifât etmedi.

Böylece hocasının mânevî rütbesini babasının üzerinde gören şehzâde de, hatâsını anladı ve o günden sonra derslerine son derece gayret gösteren bir talebe oldu.”[1]

HOCAYA SAYGI VE ONDAN FEYİZ ALMANIN YÖNTEMİ

İlim tahsilinde hocadan feyz almak önemlidir. Hocanın talebesine yönelik gönül himmeti ise muhabbet ve tâzim nispetinde gerçekleşir.

Selef-i sâlihîn, hocanın gönüllerindeki heybet ve saygısının azalmaması için, hocanın huzuruna derse girerken Rabbim hocamın ayıp ve kusurlarını bana gösterme! diye dua edegelmişlerdir.

Öğrencinin yakınlarının da bu saygıyı korumaları, ilim tahsilinde muvaffakiyeti artıracaktır.

[1] Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyet ve Müesseseleriyle Osmanlı, s. 63.

Kaynak: Dr. Adem Ergül, Medeniyet Öncülerimizden 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları