Ferasetli Mü'minin Özellikleri

HAYATIMIZ

Feraset sahibi müminlerin özellikleri nelerdir?

Ferâsetli bir mü’min, amel defterine günahların gölgesini dahî düşürmemek ve onu hayırlarla donatabilmek için, hayat sermayesini en bereketli bir şekilde kullanıp karşısına çıkan her türlü sevap fırsatını değerlendirme gayreti içinde olur.

İnsan, âhiretin tarlası olan dünya hayatında hayır veya şer adına ne ekerse; kabir, kıyâmet ve âhirette de onun mahsûlünü hasat eder.

Lokman -aleyhisselâm- buyurur:

“Ey oğlum! Eğer hayır işlediysen sen de hayır umabilirsin! Yok, şer işlediysen sana karşı da şer işleneceğinden hiç şüphen olmasın!”

Arapçada bir deyim vardır: «مَنْ دَقَّ دُقَّ  » Yani kişi ettiğini bulur, kim ne ekerse onu biçer, ancak yaptığının karşılığını görür.

İnsan, âhiretin tarlası olan dünya hayatında hayır veya şer adına ne ekerse; kabir, kıyâmet ve âhirette de onun mahsûlünü hasat eder.

Mevlânâ Hazretleri de, kişinin ancak yaptıklarının mükâfâtını veya cezâsını bulabileceğini ifâde sadedinde:

“Sen hiç buğday ektin de arpa bittiğini gördün mü?” buyurur.

FİRÂSET SAHİBİ MÜ'MİNİN ÖZELLİKLERİ 

Firâsetli bir mü’min, amel defterine günahların gölgesini dahî düşürmemek ve onu hayırlarla donatabilmek için, hayat sermayesini en bereketli bir şekilde kullanıp karşısına çıkan her türlü sevap fırsatını değerlendirme gayreti içinde olur. Zira Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-’ın buyurduğu gibi:

“Dünya mü’minlerin pazarı, gece ile gündüz sermayeleri, sâlih ameller ticaret malları, Cennet kazançları, Cehennem de zararlarıdır.”

Maddî mevzularda en basit idrak bile, dâimâ bir kâr-zarar hesâbı yapar, kendi durumunu sık sık gözden geçirir. Kârını artırıp zararını telâfî etmenin yollarını arar. Hâl böyleyken, ebediyet yurdunun saâdet veya felâket sermayesi olan fânî dünya günlerini hayırda mı şerde mi tükettiğini düşünmemek, âhiret yolcusu olan insanoğlu için ne hazin bir hamâkattir!

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları