Ezandan Sonra Okunacak Dua

DUALAR ve ZİKİRLER

Ezan bittikten sonra hangi dua okunur? Ezan duası Arapça-Türkçe, okunuşu ve anlamı.

Peygamber (s.a.v) Efendimiz ezândan sonra yapılacak dua hakkında ise şöyle buyurmuşlardır:

EZAN BİTTİKTEN SONRA OKUNACAK DUA

“Kim ki ezanı işittiği zaman:

“Allāhümme rabbe hâzihi’d-da‘veti’t-tâmme ve’s-salâti’l-kāime âti Muhammeden el-vesîlete ve’l-fazîlete ve’b‘ashü makāmen mahmûdeni’llezî vaadteh.”

«Ey şu mükemmel dâvetin ve kılınacak namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed’e (s.a.v.) “Vesîle”yi ve fazileti ver. Onu, kendisine vaad ettiğin “Makâm-ı Mahmûd”a ulaştır» diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefaatim vacip olur.” (Buhârî, Ezân, 8; Tefsîr, 17/11. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Salât, 37/529; Tirmizî, Salât, 43/211; Nesâî, Ezân, 38/678; İbn-i Mâce, Ezân, 4)

Beyhakî’nin rivayetinde duanın sonunda:

“Hiç şüphe yok ki Sen va’dinden dönmezsin!” ziyâdesi vardır. (es-Sünenü’l-kübrâ, I, 603)

Dâvet, ezan lâfızlarıdır ki tevhide dâvettir.

Tam olması da sözlerin en tamı olan Tevhîd kelimesini ihtivâ etmesi sebebiyledir. Tam ve kâmil olmasının bir yönü de, tebdil ve tağyîre (değiştirmeye) mârûz olmaması, Kıyamet Günü’ne kadar bâkî kalması ve akâidi tam olarak ihtivâ etmesidir.

es-Salâtü’l-Kâime, “şu kılınmak üzere olan namaz” demek olduğu gibi, “dâim, yer ve gökler bâkî kaldıkça nesh ve tebdile (değişikliğe) uğramıyacak olan namaz” mânâsına da gelir.

Vesîle, Cennet’te bir makâmdır ki, Allah Teâlâ kullarından yalnız birine ihsân edecektir.

Fazîlet, diğer mahlûkâttan üstün bir mertebe demek ise de başka bir makâm ve menzilenin ismi olması kuvvetle muhtemeldir.

Makâm-ı Mahmûd, her lisânın hamd ve senâsına lâyık olan makâm demektir ki, o makâmda olanı bütün evvelkiler ve sonrakiler medh ü senâ ederler. Bu ma­kâm, İsrâ sûresinin 79. âyetinde Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e va’d edilen makâmdır. Şefaat makâmıdır.

Namaz vakitlerinde semâ kapıları açılır ve rahmet inmeye başlar. O vakitlerde çokça dua etmeye çalışmalıdır.

EZAN DUASI

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz ikinci bir ezan duasını da şöyle öğretmişlerdir:

“Kim müezzini işittiği zaman:

«Tek olan ve ortağı bulunmayan Allah Teâlâ’dan başka ilâh olmadığına, Muhammed (s.a.v)’in O’nun kulu ve Rasûlü olduğuna şahitlik ederim! Rab olarak Allah’tan, Rasûl olarak Muhammed (s.a.v)’den, din olarak İslâm’dan razı oldum» derse, o kimsenin günahları bağışlanır.” (Müslim, Salât, 13. Ayrıca bkz. Tirmizî, Salât, 42/210; Nesâî, Ezân, 38/677; İbn-i Mâce, Ezân, 4)

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Siyer-i Nebi.