Enes Bin Malik'in (r.a.) Okuduğu Dua

DUALAR ve ZİKİRLER

Enes b. Malik’in (r.a.) okuduğu rivayet edilen Allah'ın (c.c) yardımı için okunacak dua...

Allah'ın yardımını istemek için okunacak dua...

Arapçası:


Anlamı:

Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım! Rahmetinle yardım istiyorum. Benim bütün durumumu ıslâh eyle. Göz açıp yumuncaya kadar bile, beni insanlardan biri ile ve nefsimle baş başa bırakma. (Bezzâr, Müsned,Taberânî, Bu duâyı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Fâtımâ’ya öğretmiştir.)

Allah’ım!, âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, üzüntüden, cimrilikten Sana sığınırım. Kabir azâbından Sana sığınırım. Diri ve ölülerin fitnesinden de Sana sığınırım. (Müslim, IV, 2079, nr. 2706)

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN ENES İBN-İ MALİK’E ÖĞRETTİĞİ DUA

Enes b. Mâlik der ki:

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana şu duâyı öğretti ve buyurdu ki:

«– Kim her sabah bu duâyı okursa hiç bir kimse ona zarar veremez.»

Anlamı:

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

İsimlerin en hayırlısı olan Allah ismiyle.

Yer ve göğün Rabbi Allah’ın ismiyle.

İsmi sayesinde yerde hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla.

Kâfî (her şeye yeten) Allah’ın ismiyle.

Muâfî (âfiyet veren) Allah’ın ismiyle.

İsmi sâyesinde yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah’ın adıyla, O işitir ve bilir.

Kendim ve dînim üzerine bismillâh.

Ehlim ve malım üzerine bismillâh.

Rabbimin bana verdiği her şey üzerine bismillâh.

Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Korktuğum ve çekindiğim şeylerden Allah’a sığınırım.

Allah Rabbimdir, O’na hiçbir şeyi ortak koşmam. Sana sığınanlar azîz ve gâlip olur, Sen’in senân yücedir, isimlerin mukaddestir ve Sen’den başka ilâh yoktur.

Allah’ım, bütün inatçı zorbalardan, azgın, inatçı ve kaypak şeytandan, kötü kaderden, nefsimin şerrinden, perçeminden tuttuğun her canlının şerrinden Sana sığınırım. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yol üzeredir.

Allah’ım, nasıl azametinle ihsân edenlerin çok ötesinde lutfediyorsan, nasıl kudretinle bütün büyüklerin üzerinde isen, nasıl yerin altındakileri Arş’ının üzerindekileri bildiğin şekilde biliyorsan, nasıl sadırlardaki vesveseler Sen’in yanında alenî şeyler gibiyse, nasıl açık sözler Sen’in ilminde sır gibiyse, her şey Sen’in azametine boyun eğiyor, bütün güç sahipleri Sen’in güç ve otoriten karşısında boyun eğiyorsa, nasıl dünya ve âhiret işleri Sen’in elinde ise, sabah ve akşam içine düştüğüm bütün gam, keder ve üzüntülerden bana bir çıkış ve kurtuluş yolu ihsân eyle!

Allah’ım, günahlarımı affetmen, hatâlarımı görmezden gelmen, çirkin amellerimi örtmen; beni Sen’den hak etmediğim ve elde edemeyeceğim şeyleri isteme husûsunda ümidlendirdi.

Güven içinde Sana duâ ediyorum, ünsiyet içerisinde Sen’den istiyorum, Sen bana dâimâ ihsanlarda bulunuyorsun, ben ise Sen’inle aramdaki husûslarda kendime kötülük ediyorum.

Sen benden müstağnî olduğun hâlde nimetler vererek bana muhabbetini gösteriyorsun, ben ise Sana son derece muhtaç olmama rağmen günahlar işleyerek (âdetâ) Sana buğzumu ızhâr ediyorum. Benim gibi alçak bir kula Sen’den daha lutufkâr davranan kerim bir Mevlâ bilmiyorum. Lâkin Sana olan güvenim, beni Sana karşı cür’etkâr olmaya sevketti.

Sen’in cömertliğinden, kereminden, ihsânından ve lutfundan; Muhammed’e ve âline salât etmeni istiyorum, bana lutfunla kurtuluş ve selâmet kapısını açmanı istiyorum, kudretinle hüzün ve keder kapısını bana kapatmanı istiyorum. Beni göz açıncaya kadar bile nefsime bırakma ki âciz duruma düşmeyeyim, insanlara da bırakma ki zâyi edilmeyeyim. Rahmetinle ey merhametlilerin en merhametlisi. (İbşihî, el-Müstatraf, Beyrut, 1986, II, 538)