Enes Bin Malik (r.a.) Peygamber Efendimiz’e Nasıl Hizmet Etmiştir?

Nübüvveti

Enes bin Malik (r.a.) rivayet ettiği hadislerde Peygamber Efendimiz’e nasıl hizmet ettiğini ve efendimizin kendisine karşı tutumunu ayrıntılarıyla bizlere aktarıyor.

Enes (r.a.) anlatıyor:

“Resûlullâh Medîne’ye teşrîf buyurduklarında, (üvey babam) Ebû Talha elimden tutarak beni Allâh Resûlü’ne götürdü ve:

«–Yâ Resûlallâh! Enes akıllı bir çocuktur, size hizmet etsin!» dedi. Böylece Resûlullâh’ın hizmetçisi oldum. Hazarda ve seferde (on sene) hizmetini gördüm. Vallâhi işlediğim bir kusurdan dolayı: «Niçin böyle yaptın?» veya yerine getirmediğim bir vazîfeden ötürü: «Bunu niçin yapmadın?» dememiştir.” (Müslim, Fedâil, 52)

HZ. ENES’İN PEYGAMBER EFENDİMİZ’E HİZMETİ

Diğer bir rivâyete göre Hz. Enes’in Peygamber Efendimiz’in hizmetine girmesi şöyle vukû bulmuştur:

Resûlullâh Medîne’ye teşrif buyurduklarında kadın-erkek bütün Ensâr-ı Kirâm, kendisine birtakım hediyeler takdîm ediyorlardı. Ümmü Süleym ise verecek bir şeyi olmadığı için mahzûn oluyor, üzülüyordu. Daha sonra oğlu Enes’in (r.a.) elinden tutup Allâh Resûlü’ne geldi ve:

“–Yâ Resûlallâh! Enes size hizmet etse münâsib görür müsünüz?” dedi. Peygamber Efendimiz de kabul buyurdular. (Semhûdî, I, 271)

Enes (r.a.) diyor ki:

“...Resûlullâh bir gün beni bir yere göndermek istedi. Ben: «Vallâhi gitmem.» dedim. Hâlbuki içimden gitmeye karar vermiştim. Çünkü emri veren Allâh’ın Nebîsi idi. Yola çıktım, sokakta oynayan çocukların yanlarına vardım (ve orada oyalandım). Derken Allâh Resûlü arkamdan gelerek ensemden tuttu. Dönüp baktığımda gülümsüyordu.

«–Enescik! Söylediğim yere gittin mi?» diye sordu.

«–Hemen gidiyorum yâ Resûlallâh!» dedim.” (Müslim, Fedâil, 54)

Enes (r.a.) bir başka hâtırasını da şöyle anlatır:

“Bir gün, Resûlullâh’ın hizmetini gördükten sonra: «Peygamberimiz kaylûle uykusundadır.» diyerek çocukların yanına gittim. Ben onların oyununu seyrederken Resûlullâh geldi. Oyun oynayan çocuklara selâm verdi. Ardından beni çağırdı ve bir yere gönderdi. Ben de gittim. Hz. Peygamber, ben dönünceye kadar bir gölgede oturdu. Annemin yanına dönmekte gecikmiştim. Yanına vardığımda annem:

«−Niye geciktin?» diye sordu. Ben:

«−Allâh Resûlü beni bir iş için göndermişti.» dedim. Annem:

«−O iş neydi?» diye sordu. Bunun üzerine ben:

«−Resûlullâh’ın sırrıdır?» dedim. Annem:

«−Öyleyse Resûlullâh’ın sırrını muhâfaza et!» dedi. Bu hadîsi rivâyet eden Sâbit der ki:

“−Enes bana: «Eğer o sırrı birisine söyleyecek olsaydım sana söylerdim ey Sâbit!» dedi.” (Ahmed, III, 195)

Görüldüğü gibi Resûlullâh çocukları kendi akranıymış gibi muhâtap kabûl ederek onlara bir kısım sırlar vermiştir. O, hayâtının her safhasında çocuklara derin bir sevgi ve şefkat beslemiş, onları ciddiye alıp seviyelerine inmiş, âdeta çocuğun rûhuna girmiştir. Hadîs-i şerîflerinde:

“Kimin bir çocuğu varsa onunla çocuklaşsın!” (Deylemî, III, 513)

“Çocuklarınıza ikramda bulunun ve terbiyelerini güzel yapın!” (İbn-i Mâce, Edeb, 3) buyurarak evlâtlarımıza ve küçüklerimize karşı nasıl muâmele etmemiz gerektiğini göstermiştir.

Allâh Resûlü’nün örnek hayâtı, çocukların terbiye edilmesi husûsunda da bize rehberlik etmektedir. O, maiyyetindeki Enes’e (r.a.) nasıl bir terbiye vermişti ki, ona hayâtı boyunca hiç kızma ihtiyâcı duymamıştı. Elli beş yaşlarındaki Resûlullâh, on yaşlarındaki Enes’in rûhuna nasıl bir yol bulmuştu ki onunla arkadaş gibi şakalaşabiliyor ve gerektiğinde sırrını verebiliyordu. Allâh Resûlü’nün terbiyesinde yetişen Enes (r.a.) da çocuk yaşına rağmen olgun bir insan gibi davranarak Resûlullâh’ın sırrını kimseye söylemeden onunla birlikte mezara girebiliyordu. Hz. Enes’i bu olgunluğa yükselten, hiç şüphesiz, Hz. Peygamber’in tatbîk etmiş olduğu kâbına varılmaz üstün terbiye metodudur.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) KİMDİR? HZ. MUHAMMED’İN (S.A.V) HAYATI