En Cömert İnsan Kimdir?

Şahsiyeti

Cömert insanda asla bulunmaması gereken özellikler nelerdir? Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in cömertliğine örnekler...

İbn-i Abbas (r.a.) Hazret-i Peygamber’in cömertliğini şöyle anlatır:

“Resûlullah insanların en cömerdi idi. O’nun cömertliğinin coşup taştığı zamanlar da Ramazan’da Cebrâîl’in (a.s.), kendisi ile buluştuğu vakitlerdi. Cebrâîl’in (a.s.), Ramazan’ın her gecesinde Peygamber Efendimiz ile buluşur, (karşılıklı) Kur’ân okurlardı. Bu sebeple Resûlullah, Cebrâîl (a.s.) ile buluştuğunda, hiçbir engel tanımadan esen rahmet rüzgârlarından daha cömert davranırdı.” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy 5, 6, Savm 7; Müslim, Fedâil 48, 50)

İbn-i Abbas ve Ayşe (r.a.) şöyle rivâyet ederler:

“Ramazan ayı girdiğinde Resûlullah bütün esirleri serbest bırakır ve kendisinden bir şey isteyen herkese ihtiyâcını verirdi.” (İbn-i Sa’d, I, 377)

Hazret-i Câbir’in beyânı vechile:

“Kendisinden bir şey istendiğinde, «hayır» dediği vâkî değildi.” (Müslim, Fedâil, 56)

Peygamber Efendimiz’in ahlâkından biri de, isteyeni reddetmemek, hiçbir imkân yok ise, güler yüz ve güzel sözle onun gönlünü almaya çalışmaktır.

PEYGAMBERİMİZİN CÖMERTLİĞİ

Şu misâl, Allah Resûlü’nün cömertliğini ne güzel sergilemektedir:

“Küçük bir çocuk Resûlullâh’ın huzûruna geldi. Annesinin bir gömlek istediğini arz etti. O sırada Resûlullâh’ın sırtındakinden başka gömleği yoktu. Çocuğa başka bir zaman gelmesini söyledi. Çocuk gitti. Tekrar gelip, annesinin Hazret-i Peygamber’in sırtındaki gömleği istediğini söyledi. Allah Resûlü de Hücre-i Saâdet’e girdi ve sırtındaki gömleği çıkarıp çocuğa uzattı.

O sırada Bilâl (r.a.) ezân okuyordu. Fakat Resûlullah, sırtına alacak bir şey bulamadığı için cemaate çıkamadı. Ashâbın bir kısmı, merak edip Hücre-i Saâdet’e girdiler ve Resûlullâh’ı gömleksiz olarak buldular.” (Vâhidî, s. 294-295)

Hazret-i Peygamber, kendisini bir infak memuru olarak vasıflandırır, her şeyin asıl sahibinin Allah olduğunu ifâde ederdi.

Kureyş müşriklerinin ileri gelenlerinden Safvan bin Ümeyye, Müslüman olmadığı hâlde Huneyn ve Tâif gazâlarında, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in yanında bulunmuştu.

Cîrâne’de toplanan ganimet mallarını gezerken Safvan’ın buradaki sürülerin bir kısmına büyük bir hayranlık içinde baktığını gören Efendimiz:

“–Pek mi hoşuna gitti?” diye sordu. “Evet.” cevabını alınca da:

“–Al hepsi senin olsun!” buyurdu.

Bunun üzerine Safvan kendisini tutamayarak:

“–Peygamber kalbinden başka hiçbir kalp bu derece cömert olamaz.” diyerek şehâdet getirdi ve Müslüman oldu. (Vâkıdî, II, 854-855)

Kabilesine dönünce de:

“–Ey kavmim! (Koşun,) Müslüman olun! Çünkü Muhammed, fakirlik ve ihtiyaç korkusu duymadan çok büyük ikram ve ihsanlarda bulunuyor.” dedi. (Müslim, Fedâil, 57-58; Ahmed, III, 107-108)

Yine birisi geldi. Hazret-i Peygamber’den bir şey istedi. Peygamber Efendimiz’in o an ona verecek hiçbir şeyi yoktu. O kişiye, borçlanmasını ve kendisinin o borcu ödeyeceğini taahhüd etti.

CENNETE YAKIN CEHENNEME UZAK İNSAN

Ceddi İbrâhim (a.s.) gibi hiçbir yemeği misafirsiz, yalnız başına yemezlerdi. Vefât edenlerin borçlarını ödettirir veya öderdi. Ödenmeden cenâze namazlarını kılmazlardı. Bir hadîs-i şerîfte:

“Cömert insan, Allâh’a, cennete ve insanlara yakın; cehennem ateşine uzaktır. Cimri ise, Allâh’a, cennete ve insanlara uzak; cehennem ateşine yakındır!” buyurmuşlardır. (Tirmizî, Birr, 40/1961)

MÜMİNDE ASLA BULUNMAYAN İKİ ÖZELLİK

Diğer bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyurmuşlardır:

“Gerçek mü’minde şu iki haslet aslâ bulunmaz: Cimrilik ve kötü huy!..” (Tirmizî, Birr, 41/1962)

Kendisine düşen bir ganîmet hissesini dağıtıncaya kadar huzur ve sükûna ermezlerdi. Ebû Saîd (r.a.) şöyle der:

“Ensâr’dan ihtiyaç sahibi bâzı insanlar Resûlullah’tan bir şeyler isterlerdi. O da yanındaki mallar bitene kadar her isteyene ihtiyâcını verirdi. Yanındaki her şeyi kendi elleriyle infâk edip bitirince de şöyle buyururdu:

«Yanımda olan bir şeyi sizden kesinlikle gizlemem! Kim iffetli olmak isterse Allah onu iffetli kılar. Kim sabretmek isterse Allah ona sabrı kolaylaştırır. Kim müstağnî olmak isterse Allah onu müstağnî kılar, kendisine gönül zenginliği lutfeder. Size sabırdan daha hayırlı ve daha faydalı bir şey ihsân edilmemiştir.»” (Buhârî, Rikâk, 20)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Rahmet Peygamberi, Erkam Yayınları