Peygamber Efendimize Mahsus Sıfatlar

Akaid

Peygamberimizin diğer sıfatları nelerdir? Peygamberimizin sıfatları ne anlama gelir?

Peygamberlerin Sıdk, Emanet, Fetanet, Tebliğ ve İsmet sıfatları dışında, yalnız Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e ait üç büyük sıfat daha vardır:

Habibullah

“Allah’ın en sevgilisi” Rasûl-i Ekrem Efendimiz, bütün peygamberlerin en faziletlisi ve insanlığın en şereflisidir. Al-i İmran, Suresi, 31. âyetinde  "Ey Resulüm, de ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." ” âyetin muhatabı Efendimize hitaben Allah: "Beni sevenler, benim de onları sevmemi istiyorlarsa sana uysunlar, senin gibi olmaya çalışsınlar" buyurmuş olmaktadır. Bu âyet Sevgili Peygamberimiz'in "Allah'ın sevgilisi" olduğuna şüphesiz delildir. Âyet-i kerime ayrıca Allah sevgisine ermek ve hakiki sevgide zirveye ermek isteyenlere bir de yol gösteriyor. Nitekim Hazreti Peygamber (aleyhisselatü vesselam) da şöyle burmuştur: İbrahim Halilulah (Allah’ın dostu), Musa Safiyullah (Allah’ın seçkin kulu) ben ise Allah’ın bana bir ihsanı ve bir ikramı olarak Habibullah’ım (Allah’ın en sevgili kuluyum.)” (bk. Darimî, Mukaddime, 8; Tirmizî, Menakıb, 1)

Rasûlü’s-Sekaleyn

“İnsanlar ve Cinler Âleminin Peygamberi” Rasûl-i Ekrem Efendimiz, bütün insanlara ve cinlere gönderilmiştir.

Şu ayeti kerimeler göstermektedir ki Cinler de insanlar gibi akıl ve irade sahibi, dolayısıyla sorumlu varlıklardır. “Ben, insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 56) “Meleklere (ve cinlere): ‘Âdem’e secde edin!’ demiştik de onlar secde etmişlerdi. Ancak İblis secde etmekten kaçındı ve kibirlendi. Böylece kâfirlerden oldu.” (Bakara, 34)

“De ki: İnsanlar ve cinler, bu Kur’ân’ın bir ben­zerini ortaya koymak için bir araya gelseler, andolsun ki, yine de benzerini meydana getiremezler!..” (İsrâ, 88) âyeti kerimesi ise Kur’an’a cinlerden de inananların ve inanmayanların olduğunu göstermektedir. Yani Peygamber Efendimize gönderilen ilahi hükümlerle amel etmekten cinler de mesuldürler. Hazreti Peygamber’in “Cinlerin ve insanların isyankâr olanları dışında, yerde ve göklerde bulunan bütün varlıklar, benim, Allâh’ın Rasûlü olduğumu bilirler.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, III, 310) hadisi de bize Hazreti Muhammed Mustafa (sallallahü aleyhi vesellem)’in kıyamete kadar bütün insanların ve cinlerin peygamberi olduğunu bize bildirmektedir.

O’nun getirdiği din kıyamete kadar bakidir. Diğer peygamberler ise geçici bir zaman için ve bazıları da bir kavme özel gönderilmişlerdir. Bu bakımdan her peygamberin mucizesi kendi zamanına mahsus iken, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem’in mucizeleri bütün zamanlara aittir. Bilhassa Kur’an-ı Kerim, O’na verilen en büyük mucize olarak kıyamete kadar tahrif olmaktan korunmuş olarak ebedidir.

Hâtemü’l-Enbiya

“Peygamberlerin Sonuncusu” demektir. “(Bilin ki, ey müminler) Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir, fakat o, Allah'ın Elçisi ve bütün peygamberlerin sonuncusudur. Ve Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzâb Suresi, 40. Âyet)

Allah Rasulü (sallallahü aleyhi vesellem)in “Ben, Âdem su ile toprak arasında iken nebî idim.” (Tirmizî, Menâkıb, Keşfu’l-Hafâ, II, s. 132) beyânı Kendisinin insanlar ve cinler âlemine peygamber olarak gönderilişiyle yani bedenen yaratılışıyla peygamberlerin en sonuncusu olmasına rağmen ruhen yaratılışı bakımından ilktir.

Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- buyurdular:

“Ben Muhammed’im ve Ahmed’im.

Ben o Mâhî’yim (Mahvediciyim) ki, Allâh benim nübüvvetimle küfrü bertaraf edecektir.

Ben o Hâşir’im ki, (haşrolucuyum) ki kıyamet gününde insanlar beni takip ederek diriltileceklerdir.

Ben Âkıb’ım, (sonradan gelen) Hâtemü’l-Enbiyâ’yım, benden sonra hiç kimse nebi olmayacaktır.” (Buhârî, Menâkıb, 17; Müslim, Fedâil, 125)