Çocukların Manevi Gelişimi İçin Sohbet

Çocuk Eğitimi

Çocuklar, anne-babaya ihsân edilen ilâhî emânetlerdir. İslâm fıtratı üzere anne-babalarına teslim edilen çocukların saf ve berrak kalpleri, temiz bir toprak misâli işlenmeye hazır, ham bir cevherdir. İstikbalde onların diken veya gül, acı veya tatlı meyve vermesi, üzerlerine atılan tohumların keyfiyetine bağlıdır.

Eğitimin başlayacağı en mühim dönem 1-6 yaş arasıdır. Bu dönemde çocuk besmeleye, elhamdülillâh demeye alıştırılmalı, Allâh’ın Kitâbı ile tanıştırılmalıdır.

İmam Mâlik Hazretleri, anne-babalara örnek olacak terbiye metotlarından birini şöyle ifâde eder:

“Ben her hadis ezberlediğimde, babam bir hediye verirdi. Öyle bir zaman geldi ki, babam hediye vermese bile hadis ezberlemek bende bir lezzet hâline geldi.”

Dolayısıyla; “Mârifet iltifâta tâbîdir.” düstûruyla hareket ederek, çocuklar güzel bir şey yaptıklarında hediyeler verilerek o davranış pekiştirilmelidir. Bunun zıddına yanlış bir hareket yaptıklarında da göz ardı edilmemeli, gereken îkazlar yapılarak şahsiyetlerinin düzgün olarak şekillenmesine îtinâ gösterilmelidir.

ÇOCUĞA GÖSTERİLECEK ASIL ŞEFVAT VE FEDAKARLIK

Çocuklarını canları gibi sevmek, onları her türlü sıkıntıdan korumak, îcâbında kendi yemeyip çocuğuna yedirmek ve kendinden çok çocuğu için endişelenmek, anne-babaların yüreğinde mevcut olan en tabiî duygulardır. Fakat çocuğa gösterilecek asıl şefkat ve onun için yapılabilecek gerçek fedâkârlık, onun mânevî bakımdan da huzurlu bir istikbâle yürüyüşünü temin edebilmektir.

Anne-babaların, mânevî sohbetlerden istifâde edip, çocuklarını böyle rûhânî atmosferlerden mahrum bırakmaları annelik-babalık şefkatiyle aslâ bağdaşmaz. Anne-babalar, sohbetlerden aldıkları lezzeti, tatlı bir dille, sevecen tavırlarla, çocuklarının seviyesine indirerek onlara da tattırmanın gayreti içinde olmalıdırlar.

Bu bakımdan, asla ihmâl edilmemesi gereken vazifelerden biri de, çocukların yaş ve idrak seviyelerine göre sohbet halkaları oluşturup onlara da bu güzelliği aşılamaktır. «Daha erken» diyerek onları mânevî sohbetlerden mahrum bırakmak, mânevî eğitimin son derece ihmâl edildiği günümüzde yapılan en büyük yanlışlardan biridir.

SİYER-İ NEBİ İLE ÇOCUK EĞİTİMİ

Tabiî çocuklara sohbet edecek kimselerin de çocuk hâlet-i rûhiyesini iyi bilmesi lâzımdır. Bu hususta da en güzel örneğimiz, Hazret-i Peygamber Efendimiz’dir. O, kendisine çocuk yaşta emânet edilen Hazret-i Ali’yi, Enes bin Mâlik’i nasıl yetiştirdi? Onların gönüllerine giden damarı nasıl buldu? Nasıl bir eğitim metodu uyguladı? İşte bütün bu suallerin cevaplarını siyer-i nebîden güzelce öğrenmek ve tatbik etmek îcâb eder.

Hak dostlarından Mu­ham­med Zi­yâ­ud­din Haz­ret­le­ri, za­man za­man kü­çük ço­cuk­la­rı ba­şı­na top­lar, on­lar­la soh­bet eder­di. Yi­ne böy­le bir soh­be­tin ar­dın­dan ha­nı­mı:

“–On­lar da­ha kü­çük, soh­bet­ten ne an­larlar?” diye sor­du.

Haz­ret şöy­le ce­vap ver­di:

“–On­lar da az-çok is­ti­fâ­de ederler. Fa­kat be­nim asıl mak­sa­dım, on­la­rın bir şey an­la­ma­sı de­ğil. Soh­bet mec­lis­le­ri Al­lâh’ın rah­me­ti­ni celbeder. Ben o rah­me­tin pe­şin­de­yim. Bu ço­cuk­lar bir ve­sî­le...”

 

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Sohbet ve Adabı, Erkam Yayınları