Çocuk Terbiyesinde Önemli Olan Üç Madde

HAYATIMIZ

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Aralık ayında, Genç Dergisi'nde yayımlanan yazısından bir bölüm...

TERBİYE, İNSANA FITRATINDA OLMAYAN BİR ŞEYİ KAZANDIRAMAZ

Terbiye, insana fıtratında olmayan bir şeyi kazandıramaz. Takvâ ve fücur, yani iyilik ve kötülük temâyülleri insanda fıtrî olarak mevcuttur. Asıl mârifet, fıtrattaki menfî temâyülleri körelterek müsbet meziyetleri inkişâf ettirebilmektir.

Şeyh Sâdî şöyle der:

“Âmâ olan bir kimsenin gözü, sürme ile açılamaz. Bütün doktorlar bir araya gelse, zakkumdan bal yapamazlar. Aynadan pas çıkarılabilir ama taştan ayna yapılamaz. Yine, çalışmakla söğüt ağacının dalında gül bitmez.”

PEYGAMBERLERİN DÂVETİNE İCÂBET EDENLER

İnsanlık tarihi göstermektedir ki; kavimler ve milletler, peygamberlerinin dâvetine icâbet ederek, istikâmetlerini Hakk’ın rızâsına çevirdiklerinde, dünyada da âhirette de Cennet huzuruna nâil oldular. Peygamberlere kulak ve gönül vermeyenler ise her iki cihanda da bedbaht oldular. Karanlık, çirkin ve elem verici bir âkıbete dûçâr oldular.

OSMANLI'NIN TERBİYE ANLAYIŞI

Osmanlı medeniyetinin âbide şahsiyetler yetiştirmesi aslâ tesâdüf değildir. Zira ecdâdımızda mâneviyat ve rûhâniyetle dolu bir terbiye anlayışı vardı.

Bu öyle bir tahsil ve terbiye idi ki; Sultâna “Pâdişâhım çok yaşa!” diye duâlar edilir, fakat aynı zamanda gurura kapılmaması için de her cumâ selamlığında askerler tarafından kendisine; “Mağrur olma pâdişâhım, senden büyük Allah var!” diye nidâ edilirdi. Hattâ fânîlik ve kulluk şuurunun bu sûretle hatırlatılması, Osmanlı’da resmî bir usûl hâline getirilmiştir.

CÂFER-İ SÂDIK HAZRETLERİ'NİN TERBİYESİ

Câfer-i Sâdık Hazretleri şöyle buyurmuştur:

“–Babam beni üç şeyle terbiye etti. Bana dedi ki: Oğlum! 

  1. Kötü arkadaşla beraber olan, selâmette olmaz.
  2. Kötü yerlere girip çıkan, töhmet altında kalır.
  3. Diline sahip olmayan, pişman olur!"

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Genç Dergisi, Yıl: 2015 Ay: Aralık Sayı: 111