Çocuk Terbiyesinde Denge Nasıl Sağlanır?

Çocuk Eğitimi

Fahr-i Kâinât Efendimiz; çocukların seviyesine iniyor, onlarla selâmlaşıyor, bir büyük gibi muhatap kabul ederek, sır vererek, sır tutmasını sağlayarak olgunlaştırıyor, âdetâ çocuğun rûhuna nüfûz ediyordu.

Peygamber Efendimiz: “Kimin bir çocuğu varsa onunla çocuklaşsın!” (Deylemî, III, 513) buyurmuşlardır. Ancak, çocuğun seviyesine inerken, çocukla çocuk olurken; samimiyet ölçüsünü de en güzel mesafede tutuyor, asla lâubâlî olmuyordu. Böylece çocuğa vakar ve ciddiyetle yaklaşmanın, sertlik ve huşûnet olmadığını; ona muhabbet ve şefkatle yaklaşmanın da lâubâlîlik ve ciddiyeti kaybetmek mânâsına gelmediğini bizzat gösteriyordu.

ÇOCUK TERBİYESİNDE DENGE

Bugün bilhassa, batıdan gelen aşırı hürriyetçi, liberal anlayışlarla çocuklarını hayatın korkunç akışına «salıveren» ve bunu «sevgiyle serbest yetiştirmek» zanneden ebeveynlerin; bu sevgi ve ciddiyet dengesini Efendimiz’den tahsil ederek yeniden kurmaları zarûrîdir.

Efendimiz, omuzlarında gezdirecek kadar; sevgili torunları Hasan ve Hüseyin’e (r.a.) muhabbet doluydu. Fakat onlardan biri, yememesi gereken sadaka hurmadan bir tane aldığında da; Allah Resûlü bütün ciddiyetiyle müdahale etmiş ve ağzından çıkarttırmıştı.

YEMEK YEME EDEBİ

Efendimiz; çocukları kendi hâline bırakmıyor, şefkatle yaklaşıp eğitiyordu. Fahr-i Kâinât Efendimiz; dul kalan Ümmü Seleme (r.a.) ile evlenerek, evlâtlarının terbiyesini üzerine almıştı. Bu talihli, üvey evlâtlardan Ebû Hafs (r.a.) anlatıyor:

“Ben Hazret-i Peygamberin himâyesinde yetişen bir çocuktum. Yemek yerken elim yemek tabağının her yanına giderdi. Bunun üzerine Allah Resûlü bana şöyle buyurdu:

«Oğul, besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!» O günden sonra buyurduğu gibi yedim.” (Buhârî, Et‘ıme 2-3; Müslim, Eşribe 108, İbn-i Mâce, Et‘ıme, 8)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nesil Endişesi, Erkam Yayınları